Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın konuşmasından satır başlıkları;
Kabine toplantımızın ilk ve en önemli konusu koronadaki gelişmelerdi. Dünyanın her yerinde hiç görülmedik bir tırmanışa geçen salgın maalesef ülkemizde de etkili oluyor. Yeni bir takım tedbirleri hayata geçireceğimizi paylaşmıştık.
Vaka sayılarının 30 bine dayanmış olması hepimizin daha dikkatli davranmasını gerektirmektedir. Salgının olumsuz etkisini azaltmak için insan hareketliliğini en aza indirmeyi amaçlayan bu tür çarelerden başka bir şey bulunmuyor.
Öncelikle tamam diye ifade ettiğimiz maske, mesafe, temizlik şartlarına dikkat etmeliyiz
Kendimiz sağlıklı olsak bile sevdiklerimiz için fedakarlık yapmak zorundayız.
İŞTE YENİ KORONAVİRÜS TEDBİRLERİ
– Cumartesi pazar artık evlerimizdeyiz. Hafta içi her gün gece saat 21 ile sabah 5 arasında genel sokağa çıkma sınırlaması uygulanacaktır. Üretim tedarik lojistik sağlık tarım orman gibi genelgede yer alacak sektörler bu kapsamın dışındadır.
– Market kasap gibi işletmeler ile eve paket servisi verecek yerler hafta sonu kısıtlamasının dışındadır.
– Restoranlar paket servisi dışında hizmet veremeyecektir.
– 65 yaş üstü 20 yaş altı toplu taşıma araçlarını kullanamayacaktır.
– Anasınıfı ve benzeri eğitim sınıfı faaliyetlerine ara verilecektir.
– Tehdit geçene kadar misafir kabulüne ara vermelerini özellikle rica ediyorum. Evlerde mevlüt, yılbaşı kutlaması gibi insanların bir araya gelecekleri etkinlikler yapılamayacaktır.
– Cenaze namazları, yakınları dahil en fazla 30 kişi ile kılınacak, nikahlarda bu sayı da geçilmeyecektir.
– Hamam, sauna, masaj salonu, yüzme havuzu lunapark gibi yerler faaliyetlerine ara verecektir.
– AVM girişte HES kod uygulamasına geçilecektir.
– Kalabalık caddeler ile meydana girebilecek kişi sayısı Umimi Hıfzısıhha kurulu ile sınırlandırılabilecektir.
50 kişiden fazla olan işyerlerinde, iş yeri hekiminin gözetiminde mevcut iş sağlığı ve güvenliği uzmanı tarafından salgın tedbirlerinin uygulaması sıkı bir şekilde denetlenecektir.
Bu hususlarla ilgili detaylar, İçişleri Bakanlığı’nın yayınlayacağı genelgede yayınlanacak ve salı akşamından itibaren uygulanmaya başlanacak.
SİGARA İÇMEYİ BU DÖNEMDE BIRAKIN
Hükümet olarak bir yandan salgının önünü kesmeye çalışırken bir yandan da içeride ve dışarıda tarihi mücadele yürütüyoruz. Bu ülkenin cumhurbaşkanı olarak ben milletimden bir şey daha istiyorum, lütfen kapalı mekan evlerimiz ne olursa olsun, sigara içmeyi bu dönem içinde kesinlikle bırakın. Nargile içmeyi kesinlikle bırakın bu süre içerisinde bırakın. Benim sigarayla da nargileyle de işim yok. Sadece milletimin sağlığı için istiyorum. Milletime olan sevgim için istiyorum. Bunların hepsi de akciğerlerimizi tehdit eden en önemli, zararlı ürünler.
Ülkemizin merkezinde yer aldığı geniş coğrafyada, insani, siyasi, diplomatik, askeri olarak tarihi bir duruş sergiliyoruz. Dost ve kardeş halklara destek olmak, mağdurlara el uzatmak için imkanlarımızı seferber ediyoruz. Bağımsız, onurlu ve vicdanlı politikalar sebebiyle Allah’ın yardımı ve milletimizin desteği ile birer birer boşa çıkartıyoruz.
Dışarıda tuzakların, sergilenen vicdan ve ahlak dışı tutumların sebebini gayet iyi biliyoruz. Asırlık düzenleri yıkan, zihinlere vurulan asırlık zincirleri kıran Türkiye’ye elbette bunun bedelini ödetmek isteyenler olacaktır. Ülke ve millet olarak bunların hepsini de göğüslemeye evelallah hazırız. Bizi asıl üzen içeride karşımıza çıkan tuhaf manzaradır. Türkiye’de ekmeğini yiyip, vatanına düşmanlık besleyen, havasını soluyup, ezanından, bayrağından nefret eden, sefasını sürüp, insanını sevmeyen bir kesim var. Bunlar zahirde demokrat, insancıl, hoşgörülü gözükür hakikatte faşistin, darbecinin, vesayetçinin önde gidenleridir.
Esasta hiçbir şey üretmez, çok konuşur ama aslında hiçbir şey söylemez. Bunlar dünyayı çok bilir gibi davranır ama hiçbir şeyden haberleri yoktur. Sürekli bağırır ama hiç dinlemez. Yalanda ve iftirada sınır tanımaz ama gerçeklere gelince arkasını d önerler. Demokrasiyi milletin iradesinde değil yurt dışından gelen sinyallerde arar. Etrafına kim ve nefret satmaktan kalbi kurumuş, ruhu kararmış, gözü körleşmiş, dili çatallaşmış bir güruhtur.
Ülkemizin ufkunu, enerjisini, havasını kirleten suyunu kirleten bu zihniyetin demokrasimize maliyeti en az yarım asırdır. Milletin gönlüne girerek iktidara ulaşmak yerine dışarıdan dolanarak gelenlerin hak ettikleri cevabı yine millet verecektir. gerçi millet er seferinde sandıkta hak ettikleri cevabı vermiştir. Siyaset, toplum, sandık mühendisliği hesaplarına o kadar dalmıştır ki, milleti görecek halleri yoktur.
Bunlar ülkenin temel değerlerine, kurumlarına saldırmayı adet ettiler. CHP’lilerin sık sık yaptığı bir milletvekilinin pervasızca tekrarladığı TSK’yı hedef alan bühtan, başlı başına bu işin milli güvenlik meselesi haline dönüştüğünün neticesidir. Sırtını darbecilere dayayarak iktidara gelen partinin TSK’ya düşmanlığını gayet iyi anlıyoruz. Onların derdi Türkiye’nin sınırlarını koruma, sınır ötesi harekatlarını yaparak asli görevlerini yerine getiriyor olmasıdır. Sıfatları milletvekili olsa da laf cambazlığı ile bu ülkenin ordusunu bühtan etmesine izin veremeyiz.
FETÖ, YPG/PKK’ya kadar terör örgütünün borazanlığını yapanlar ülkemizin güvenliğini genişletme gayretlerini engellemeye çalışıyorlar. Azerbaycan ve Katar gibi ülkemizdeki dostluklarını gösterenlere saldırdıkça saldırıyorlar. Ülkemizde husumet gösterenlerin argümanlarıyla bizi hedef alıyorlar. Türkiye’yi yabancılara şikayet ediyor, yatırımcılara ülkeye gelmeyin mesajı veriyorlar. Bunların kinlerinin sebebi ne Borsa İstanbul ne de Sakarya’daki fabrikadır. Bunları derdi bizatihi Türkiye ve Türk milletiyle, ülkenin hedefleriyledir.
Demokrasi, özgürlük, çoğulculuğun en samimi savunucusu ve uygluyacısı biz olduk. Ey bu CHP’nin başındaki zat, senin milletvekilin kalkacak benim sillahlı kuvvetlerime bu denli hakaret edecek, edepsizce, alçakça hakaret edecek ve sen bunu kapıya koyamayacaksın. Bak söylüyorum, bunun hesabını mehmetçiğine, askerine sahip çıkan bu millet seni asla affetmeyecek. Bunu bir d efa bilesin. Sandıklar da seni affetmeyecektir. Bizim demokrasi ve özgürlük sınırlarımız güya bu kavramların kaynağı olan batının kendisinin uymadığı, uygulamadığı kadar ileri seviyededir.
Türkiye’de devlete yapılan saldırıların binde birini batıda denemeye kalkın görün bakın başınıza ne geliyor. Böyle bir durumda ne milletvekili ne de gazeteci sıfatı sizi kurtarırn. Gezi olaylarında ülkemizi her konuda suçlayan, Fransa’da yaşanan vahim görüntüler karşısında üç maymunu oynuyor. Basın mensupları polis şiddetine mazur kalırken, Fransız medyası bunları yayınlamaktansa Türkiye aleyhtarı yayınlar yapıyor. Peygamber efendimize ait karikatürleri eleştirdikleri için saatlerce sorgulayan ülkeden başka tavır bekrlemiyoruz. Burası Fransa, başka bir şey bekrlemeyin.
Fransa’da insan hak ve özgürlükleri adına duyduğumuz endişeleri bir kez daha tekrar ediyoruz. Ülkemizde elbette de insanlık sınırlarının bittiği çizgi vardır. Tek vatan, tek bayrak, tem millet tek vatan diye ifad e ettiğimiz rabiamızdır bu çizgi. Türkiye’ye diz çöktüremeyenlerin siyasi ve ekonomik tetikçiliği yapanlar doğrudan temel değerlerimizi hedef alıyorlar.
Hükümete, orduya, istihbarata, Diyanete, savunma sanayine, yatırımlara, Akdaneiz ve Karadeniz’deki hidrokarbon arama faaliytelerimize saldırıyorlar. Ülkemize hedeflerine ulaşmaktan alıkoymak için ellerinden geleni yapıyorlar. Ama başaramayacaklar. Ne yaparlarsa yapsınlar, hangi alçaklığa tevessül ederlerse etsinler başaramayacaklar. Bu millet Çanakkale’den 15 Temmuz’a kadar her dönemde bin yıllık vatanından asla vazgeçmeyeceğini, bayrağını indirtmeyeceğini, ezanını susturmayacağını göstermiştir.”