31 Mart 2019 Yerel Seçimleri’nde, seçim çalışması için gittiğimiz bir köyümüzde konuşmamızı yaptıktan sonra, köyün sevilen simalarından Mehmet Amca söz istemiş, “Evlat kusura bakma, Sen kazanamazsın…” diyerek bize günümüz siyasetinin ve insanımızın sosyolojik durumunu analiz eden bir karşılık vermişti.
“Saygı duyarız Amcam, sebebini de söylermisiniz, neden kazanamayız sizce?” diye sorduğumuzda o psikolojik cevabı tokat gibi vurmuştu yüzümüze.
Sen dedi evlat sen; “Hiç yalan söylemiyorsun, bizi aldatacak yanıltacak sözler konuşmuyor, bizlerin gönlünü alacak gibi kandırmıyorsun.” dedi….
Proje tanıtım (lansman) programımızda, basına ve salonu dolduran halka,
“Hepiniz Bizi tanıyorsunuz.
Mesleğimizi de biliyorsunuz (fotoğrafçılık)
Tozpembe tablolar çizmeye kalksak sizlere tahayyül bile edemeyeceğiniz bir Orhangazi anlatır, yazar, çizer ve photoshopla sizlere ölmeden Cennet’i gösterebiliriz.” dedik.
Bununla birlikte, olmayacak yalan yanlış görsellerle, halkımızı yanıltma ve hatta aldatmayla la, bizden önceki siyasetçi ve yöneticilerden bir farkımız olmayacağını da söylemiştik.
İlçenin öncelikli kangren meseleleri olduğunu, bunları da çok iyi bildiğimizi
Ve yine Belediyemizin içinde bulunduğu ekonomik sıkıntıyı, ilk bir buçuk yıl içerisinde bu sıkıntıları telafi edeceğimizi belirtmiş ve halkımızı rahatlatacak projeleri sırasıyla en kısa sürede hayata geçireceğimizi ifade etmiştik.
Seçimlerden beş ay önce ülkemizin önde gelen üç üniversitesi ile yapmış olduğumuz çalışmayla; İlçemizin ve Halkımızın içinde bulunduğu sıkıntıları, önceliklerini, ivedilikle yapılması gerekenleri nasıl yapılacağıyla birlikte tesbit edip, “acil eylem planımızı” çıkartarak tabiri caizse dersimizi çok iyi çalışmış, dertleri ve çözümleri ifade etmiştik.
Bugün görüyoruz ki, uzun yıllardır İlçe yönetiminde bir şekilde, bir yerlerde bulunan ve geçmiş günlerde yapılan yanlışlara itiraz etmeyen, dur demeyip sırasını bekleyenlerin derdi yanlızca o makam ve koltukları boşyere doldurmak ve vakti gelince “Biraz da biz oturalım ve biz idare edelim.”miş.
Öyle olmasaydı bugün bu yönetici arkadaşlar “Geçmişte şunlar şunlar, bu yapılanlar yanlıştı.” gibi cümleler kurmaz, bugünün içinden çıkılmaz problemlerinin geçmişte beraber yürüdükleri arkadaşların sorumsuzluğu olduğu iddiasıyla topu taca atmaya çalışmaz, iddia ettikleri gibi geçmişte yapılan veya yapılmayan herşeyi müsbet istikametde uygulamaya çaba sarfederlerdi. Bu arada şunu da özellikle vurgulamakta fayda var, malesef mevcut zihniyetin geçmiş ve şimdiki yönetimlerinde niyet problem çözmek asla olmadı ve olmayacak…
Yıllarca ölümü gösterip hastalığa razı edilemeye çalışılan halka “Size soruyoruz, fikrinizi alıyoruz, danışıyoruz.” gibi yarım elma gönül alma çalımlarıyla vakit kaybediyorlar.
Bu Halka danışmak değil, olsa olsa Halkın aklıyla dalga geçmektir.
Yapılan ankette sorduklarınız sizin seçim vaadleriniz değil miydi?
O capcanlı görsellerle illüzyonist ustalığı mı yapmıştınız?
İlçenin acil ihtiyaçlarını bilmiyor muydunuz?
Bu anket, Halka sormak, fikrini almak, danışıyormuş gibi yapmak değil, en hafif tabirle Halkın aklıyla dalga geçmek edeğil midir?
Bu, Halktan, İlçeden ve dahi sorunlarından ne kadar uzak ve kopuk olduğunuzu göstermez mi?.
O sırça saraylarınızdan biraz olsun çıkıp Halkla içi içe olabilseydiniz ivedi sorunları bilir;
“Ne yapılmasını istersiniz?” diye değil, “Nasıl yapılmasını istersiniz?” diye sorardınız.
Ya da biraz ters mantık işletip şöyle soralım…
Bugüne kadar sanki babanızın malıymış, hatta kendi malınızmış gibi pervasızca “köylerimizin vakıf mallarına varıncaya kadar” sattığınız Orhangazi halkının taşınmazlarını hangi anket sonucuna göre sattınız?
Anfi tiyatro mesire alanını Büyükşehir’e tahsis ederken de halkımızın fikrini aldınız mı?
İstişare; yapılacak işin muhteviyetına ve işlevine göre İlçenin genelini ilgilendiren bir mevzu ise işin uzmanları, ilçeniN ileri gelenleri, kanaat önderleri ve Halktan oluşan bir grupla ortak aklın sermayesi ile olur ve çıkacak en güzel işlere imza atılır.
Yok lokal olarak bir alanı, bir mahalleyi bağlayıcı ise, o muhitin insanı ile gerekirse günler süren bir görüşme neticesinde yine o muhitin memnun kalacağı hizmetler yerine getirilir.
Ancak bu şekilde İlçenin coğrafi, demografik, psikolojik ve sosyolojik bütün haritası göz önünde bulundurularak yarı açık cezaevi durumunda bulunan güzide İlçemizi Cennet parçasına çevirebilirsiniz.
Aksi halde, bugünün dünden farkı olmadığı gibi yarının da bugünden farkı olmayacaktır.
İstişare elbette kıymetli, zira “Ben yaptım oldu.” anlayışıyla bugüne kadar yapılan işlerin birçoğunun ne kadar gereksiz ve yersiz yapıldığını, Milletin paralarının nasıl gereksiz yere harvurup harman savrulduğunu daha önceleri de ispatlamıştınız.
Çünkü sizin yönetim anlayışınız genelden yerele “SAT, İŞLET AMA DEVREDECEK BİR ŞEY BIRAKMA…” üzerine kurulu…
Sonuç olarak sizin anket safsatasıyla yapmak istediğiniz şey, seçim çalışması olarak Milletin önüne sunduğunuz hayali “Elli Büyük Proje”yi 50 + 3 yapmaksa buna da birşey diyemeyiz.
Kalın sağlıcakla.