Bursa’da kırsal mahallelerde yaşayıp, geçimlerini topraktan sağlayan 523 kadının kaderi, kurdukları kooperatifler sayesinde değişti.
2018 yılında kurulan 3 kadın kooperatifi, 4 yıl gibi kısa sürede 19’a ulaşarak, kenti ülke genelinde ilk sıraya yerleştirdi. Tarla ve bahçelerinde yetiştirdikleri sebze ve meyveleri doğal yöntemlerle işleyen kadınlar, yöresel lezzetleri mahallelerinde kurulan kooperatiflerde satışa sunuyor. Tamamen organik olarak yetiştirip, işledikleri ürünleri, sipariş üzerine Türkiye’nin dört bir yanına gönderen kadınlar hem aile bütçesine hem de ülke ekonomisine katkıda bulunuyor.
Kentte 2018’de kurulan 3 kadın kooperatifi, 4 yıl gibi kısa bir sürede 19’a ulaşarak, Bursa’yı ülke genelinde ilk sıraya yerleştirdi. Düne kadar köy meydanlarındaki kahvelerin önünden geçemeyen 523 kadın, artık iş hayatında aktif olarak yer alıyor. 19 kadın kooperatifinin 523 kadın ortağı, yaşadıkları bölgelerde yetişen ürünlerden kazanç sağlayarak hem aile hem de ülke ekonomisine katkıda bulunuyor. Tarla ve bahçelerinde yetiştirdikleri sebze ve meyveleri doğal yöntemlerle işleyen kadınlar, yöresel lezzetleri mahallelerinde kurulan kooperatiflerde kahvaltı olarak sunarken, aynı zamanda paketli halde satışını da yapıyor. Bursa’nın 16 ilçesinde kurulu 19 kooperatifin binasında ya da bahçesinde kurulan kazanlarda kaynayan ev yapımı salçalar, kahvaltılık ve menemenlik soslar, ev yapımı tarhanalar ve renk renk meyvelerden oluşan reçeller sofraları süslerken, kadınlara da kazanç kapısı oluyor.
GÜÇLÜ KADINLAR, GÜÇLÜ ÇOCUKLAR
Kadınlara iş imkanı sağlamak, sosyal açıdan güçlendirmek ve ortak sorunlarına çözüm bulmak amacıyla kurulan kadın kooperatiflerinin, tersine göçün sağlanması açısından da büyük önem taşıdığını söyleyen Bursa İl Tarım ve Orman Müdürü Hamit Aygül, kooperatifleşmeyle birlikte genç nüfusun da kırsalda kalmaya başladığını belirtti. ‘Güçlü kadınlar, güçlü çocuklar’ anlayışıyla kadın kooperatiflerine desteklerini sürdürdüklerini vurgulayan Aygül, “İlimizde özellikle son yıllarda kooperatifçilik, kadın kooperatifçiliğinde önemli gelişmeler gözleniyor. 2018’in sonlarında 3 tarımsal kalkınma kooperatifi varken, kadınların kurduğu bugün itibariyle 19’a ulaşmış durumda. Bu 19 kooperatifimizin toplamda 523 kadın üyesi var. Yani şu anda ilimizdeki bu 500’ün üzerinde kadın çiftçimiz hem ekonomik olarak bir şeyler üretmeye hem de toplumun önüne çıkabilme cesaretini gösterme durumuna geldiler. Aynı zamanda da böyle kendine yeterli hale gelmekle birlikte, manevi olarak haz ve kişiliklerinin gelişimi konusunda da oldukça önemli mesafe almış durumdayız” diye konuştu.
‘FAO İLE ÇALIŞMAMIZ VAR’
Çalışmalarını Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) ile birlikte yürüttüklerine dikkat çeken Aygül, şunları söyledi:
“Bu kooperatiflerimizden bazıları gıda hizmeti sunuyorlar. Yani kahvaltı olsun, başka yemek hizmetleri olsun. O hizmet sunumunu yapıyorlar. Bazıları gıda üreterek e-ticaret yoluyla veya doğrudan çeşitli yere satarak yine gelir elde ediyorlar. Bu şekilde hem köylerindeki çeşitli ürünlerin işlenerek, katma değer hale gelerek, ekonomik olarak daha iyi noktaya gelmesini sağlıyor hem de kendileri artık oldukça önemli gelirler de elde etmeye başladılar. Yine bu konuda da bu kadın kooperatifçiliği konusunda da hem sivil toplum kuruluşlarıyla hem bazı sosyal sorumluluk projeleri uygulayan firmalarla ortak çalışmalarımız var. Yine uluslararası kuruluşlardan FAO ile çalışmamız var. Tabii Dünya Bankası’nın kuruluşu ama özellikle Avrupa Birliği’nin bazı fonlarını bu tarımsal kalkınma kooperatiflerine, Kadın Tarımsal Kalkınma Kooperatiflerine aktarma yönünde çalışmalar yapıyor. Tespitlerimizi yaparak, kadın kooperatiflerini belirleyerek çalışmalar yapmaktayız. Yine FAO’nun Japon hükümetinden sağladığı puanlarla da burada iki kooperatifimize destekler verdik. Bu şekilde çeşitli çalışmalarla, kadın kooperatiflerimizin statüsünü ve ekonomik seviyesini yükseltmeye çalışıyoruz.”
‘BURSA, TÜRKİYE’NİN EN ÖNDE GİDEN İLİ’
Büyükşehir ve ilçe belediyelerinin destekleriyle Bursa’daki kadın kooperatiflerinin ülke genelinde birinci sıraya yükseldiğini söyleyen Aygül, “Altyapı, mutfak donanımları, tezgah, zeminlerinin oluşturulması gibi ya da atıl bazı binaların bu kooperatiflere tahsis edilmesi noktasında destek veriyorlar. Şu anda kadın kooperatifçiliğinde Bursa Türkiye’nin en önde giden ili, diyebiliriz. İzmir de var. Orada da iyi çalışmalar yapıyorlar. Diğer illerimiz var ama dediğimiz gibi bizim hem sayı olarak hem kurulan kadın kooperatiflerinin üretim yapma ve üretimlerini piyasaya arz etmeleri konusunda iyi bir noktadayız” dedi.
‘YARIN DEVAMINI GETİREMEZSENİZ BU İŞ OLMAZ’
Bursalı 523 kadının, tamamen organik olarak yetiştirip, işledikleri ürünleri, internet üzerinden verilen siparişlerle Türkiye’nin dört bir yanına gönderdiklerini belirten Hamit Aygül, yurt dışına ihracat konusunda ise çalışmaların sürdüğünü belirterek, şöyle konuştu:
“Kadın kooperatiflerimizin tamamına gıda üretimi konusunda eğitimler veriyoruz, hijyen konusunda eğitimler veriyoruz, örgütlenme konusunda eğitimler veriyoruz. Böylece bunların bir defa bilgi donanımlarını oldukça üst seviyeye çıkarmış vaziyetteyiz. Ama bunun bir sonraki aşaması belki uluslararası ticareti bilen uzmanlarla beraber çalışmak. O konuda da aslında biz geçmişte, 2 yıl önce bir eğitim yaptık. BEBKA’dan sağladığımız destek de var e-ticaret ve uluslararası pazarlama konusunda. Kadın kooperatiflerinin pazarlama kapasitesinin arttırılması konusunda bir çalışma yaptık ama henüz doğrudan kendilerinin bu uluslararası ticarete girmelerini şu anda uygun görmüyoruz. O işte vasıflı ve e-ticaret kurallarını, mevzuatını iyi bilen uzmanlara ihtiyaç var. Daha sonraki aşamamız inşallah o olacak. Ticarette sizin sürekli aynı kalitede, aynı standartta ve çok miktarda mal bulundurabilme potansiyeliniz olması gerekir. Yarın devamını getiremezseniz bu iş olmaz. Onun için biz bir tarafta bu eğitimleri ve teknik kapasiteyi yükseltirken, bir tarafta da kooperatiflerin düzenli olarak, belli ana gruplarda, sahadaki potansiyelleri neyse, çok fazla miktarda ürün üretilerek piyasaya sürekli arz sağlanması yönünde gayretler göstermekteyiz. Şu anda yurt içi piyasada sürekli mal satıyorlar. Belediyelere olsun, diğer örgütlere olsun, bir de böyle bir avantajları var bu kadın kooperatiflerinin. Üretici kuruluş olduğu için, doğrudan belediyeler veya kamu kurumları buradan, kendi ürettikleri malları ihalesiz alma imkanına da sahip. O da bir avantaj sağlıyor. Şu anda Türkiye’nin en doğusundan en batısına kadar birçok belediye veya birçok kuruluş mal almaya başladı. Yani şu anda yurt dışına satma ihtiyacı da duymuyorlar.”
Olumsuz rekabete yol açmamak için her kadın kooperatifinin kuruldukları bölgelerde yetişen ürünleri işlemesi için teşvik ettiklerini ifade eden Bursa İl Tarım ve Orman Müdürü Hamit Aygül, “Kadın kooperatiflerinin olumsuz rekabet yapmamaları için, her kooperatifin bulunduğu alandaki hakim ürünler neyse, onların geliştirilmesi ve onların işlenmesini, onların satılmasını arzu etmekteyiz. Şimdi diyelim ki Gemlik’teki bir kooperatifinin zeytincilik üzerine daha çok çalışmasını istiyoruz. Karacabey’deki kooperatifin domates, soğan, biber gibi konularda daha çok çalışmasını istiyoruz. Mesela şimdi yine Yiğit Ali Kooperatifimiz var. Oralarda da sebzecilik çok önemli. Mesela fasulye, kabak gibi çeşitli ürünler var. Onlardan çeşitli ürünler üretebilme imkanına sahipler. Yan ürünler de tabii çok çeşitli ürün olabilir. Ama ana pazarlama, ekonomi ürünlerinin daha spesifik ve daha süreklilik arz eden ürünler olmasını istiyoruz” dedi.