Bir Cuma vaktiydi.
Ağabeyimizi aldılar…
Soğuk bir Ankara gününde bir daha çıkamamak üzere hapsolduk…
Kahpe kurşunlarıyla yusuf yüzlümüzü çaldılar.
Vücuduna isabet eden 5 kurşun milyonlarla çarpıldı, her birimizi her gün vurdu.
Yalnız kaldık.
Dostsuz, arkadaşsız kaldık.
Bilincimizi kaybettik.
Gözlerimiz toprağında bakakaldı…
Bu kadar kolay olmamalı böyle bir yiğide kıymak.
Çığlık atmak istiyorum.
Dağlara taşlara isyan etmek istiyorum.
Hani zamanla öfken azalır ya,
Vallahi azalmıyor.
Her gün biraz daha fazla artıyor.
Kime isyan etsek, kimin yakasına yapışsak, kimleri kimleri parça parça etsek geri gelir ki böyle bir yiğit?
Bu nasıl bir çaresizliktir?
Ülkücü Şehit Sinan Ateş hep 38 yaşında!
Rabbim şehadetini kabul eylesin.
İlk yazım olması sebebiyle özel de bir anlamı olacağını düşünerek bugün bu yazıyla sizlerin karşısına çıktım. Yine bu satırlar aracılığıyla sizlerin de huzurunda bir teşekkür etmek istiyorum. Bu teşekkürüm elbette Bursa halkınadır. Gerçekten şehidini sahipsiz bırakmayarak bizleri çok duygulandıran bir duruş sergilediler. Çok teşekkürler Bursa halkı.
Ölüm ardıma düşüp de yorulma
Var git ölüm bir zaman da yine gel
Akibet alırsın komazsın beni
Var git ölüm bir zaman da yine gel
Akibet alırsın komazsın beni
Var git ölüm bir zaman da yine gel
Çıkıp boz kırlara ulaşamadım
Yalan dünya sana çıkışamadım
Eşimle dostumla buluşamadım
Var git ölüm bir zaman da yine gel
Eşimle dostumla buluşamadım
Var git ölüm bir zaman da yine gel