Orhangazi TSO’ da gerçekleştirilen , “2023 Gündem Ekonomi ” paneline, oda üyeleri ve çok sayıda dinleyici büyük ilgi gösterdi. Ciner Medya grubu Londra temsilcisi Ekonomist Cüneyt Başaran ve “Nasıl Bir Ekonomi” Gazetesi Yönetim kurulu başkanı, Ekonomist Hakan Güldağ‘ın konuşmacı olarak katıldığı panelde, Türkiye’de ve Dünyada yaşananların ekonomiye etkisi değerlendirildi. Panelde ayrıca, döviz piyasası, dış ticaret, borsa, bankacılık, enflasyon, start-up, yenilenebilir enerji, gibi birçok konuda bilgiler aktaran panelistler, geride bıraktığımız yılı ve önümüzdeki süreçte yaşanabilecek gelişmeleri özetlediler.
Panelin açılış konuşmasını yapan, Yönetim Kurulu Başkanı Erol Hatırlı, “ Bilindiği üzere, bu tür etkinliklere,Pandemi sebebiyle ara vermek zorunda kalmıştık. Bugüne kadar yaptığımız ekonomi panellerinde,üyelerimiz, değerli katılımcılar sayesinde, çok önemli bilgiler edindiler. Bugünde burada Ülke ve dünya ekonomisini çok yakından takip eden isimlerle birlikteyiz.
Kendilerinden, son zamanlarda, dünyada yaşanan ekonomik gelişmeleri, Rusya-Ukrayna savaşının yansımaları, Avrupa Enerji krizindeki son durumu, Ülkemizde, özellikle Faiz, Enflasyon, Döviz Kurları, Borsaile ilgili görüşleri ve önümüzdeki süreçler hakkında aktaracakları bilgileri merakla dinleyeceğiz” dedi.
Panelistler hem dünyada yaşanan gelişmelerden hem de ülkemizde yaşananlardan bahsederken geniş birperspektif çizdiler ve katılımcıların sorularını da tek tek yanıtlayarak, merak edilen tüm konulara cevap verdiler.
Ekonomiye Dair Merak Edilen Tüm Sorular Cevap Buldu.
Cüneyt Başaran önce Dünya’da yaşanan gelişmelere değinerek, ülke özelinde etkilerini yansıttı ve ardından genel bakış açısıyla durumu özetledi. Başaran şu açıklamalarda bulundu; “Rusya-Ukrayna savaşı sonrasında, Rusya’nın Avrupa’ya enerji kısıtlamasına gitmesi sonucunda, 1000 metreküp doğalgaz fiyatı 250 Euro iken biranda, 2500 Euro’ya çıktı. Bu durum AB ülkelerinin üretim yapmasını sıkıntıya soktu.Dolayısıyla bu durum ihracatımızın artmasına ve daha fazla müşteriye ürün satabilmemize imkân tanıdı.
Enerji sadece üretimi değil aynı zamanda lojistiği de etkiliyor, dolayısıyla bu durum da avantajlı olan ülkemiz oldu. Fakat ihracatçıların, kurdaki dalgalanmalardan kaynaklanan ürün fiyatlarının belirleyememesi sıkıntıları ortaya çıkardı dedi.
İşletmelerin, İklim değişikliğinden dolayı yaşanan gelişmelerin önümüze çıkaracağı değişime ayak uydurması gerekiyor.
Dünya ‘da herkesin mal satmak istediği Avrupa pazarına, herkesin olmak istediği Afrika pazarına göre jeopolitik olarak önemli bir avantajımız var. Bunu iyi değerlendirmemiz gerekiyor.
Bir diğer taraftan son zamanlarda, iklim değişikliği sebebiyle, Karbon emisyonu konusunda dünya genelinde bir takım gelişmeler ortaya çıkıyor. Bu durum yenilenebilir enerjinin ne kadar önemli bir konu
olduğunu ortaya koyuyor. İlerleyen süreçler bize, ülkemizde bu konuda daha fazla yatırım yapılması gerektiğini ifade ediyor.
Bu konuda da bizlerde işletme sahipleri olarak, önlemlerimizi şimdiden almamız gerekiyor, aksi takdirde küresel ekonomilerde yer alabilmemiz mümkün olamayacak. Bir diğer konuda, Ülkemizin ekonomi politikalarının daha genel bakış açısıyla değerlendirilip, hızla gelişen teknolojilere, start-up lara, enerjiye odaklanmamız gerekiyor” diyerek geniş anlamda bilgilendirmeler yaptı.
Tarım Stratejik Bir Sektör, Pandemi Bize Bunu Çok İyi Öğretti. Ekonomi gazetesi yazarı Hakan Güldağ ise yaptığı konuşmada; “ ABD ve Çin arasında ekonomik anlamda yaşanan hegemonya çekişmesi Dünya ekonomisini yönlendirmekte. Ülkemiz bu konuda, gelişmelere ayak uydurarak yörüngede kalabilme kabiliyetini geliştirdi.
1989 yılında Berlin duvarı yıkıldığında, ABD 5.7 trilyon $ ekonomiye sahipken, Çin 350 milyar $ lık bir ekonomiye sahipti şuan ise ABD 20 trilyon $ ekonomiye, Çin ise 16 trilyon $ lık bir ekonomiye geldi. Bu sistemin tamamen değişmesine neden oldu. 1850 yılından bu güne Dünya nüfusu 6 kat arttı, fakat Dünya ekonomisi 68 kat artmış durumda, bu gelişmeler yaşanırken insanoğlunun doğaya verdiği zarar hat safhada, bu durum da sistemin tamamen değişmesine neden oluyor.
Dünya iklim krizinin yaşandığı son dönemlerde, önümüzdeki 10 yılı şekillendirecek konu iklim krizi çevresinde gelişecek. Bu nedenle işletmeler, Karbon emisyonu konusunda çalışmalara şimdiden başlamalı. Ekonomiden siyasete kadar her konuda çözümün en önemli parçası “ Pozitif Gerçekçilik” olduğunu düşünüyorum. Her konuda aşırılıktan ziyade pozitif anlamda gerçekçi olmamız gerekiyor. Bu konuda önemli adımların atılması ve bakış açısının değiştirilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Özellikle, şunu ifade etmek istiyorum, Pandemi, 60 farklı sektörde Dünya’nın en önemli üretim yapan ülke haline gelmemizi sağladı. Bu durum “ Pozitif Gerçekçilik” bakış açısının da en önemli örneği. Ama özellikle bundan sonraki süreçte de bu rüzgârın devamlılığını sağlamak istiyorsak, Biyoteknoloji, Genetik, Nanoteknoloji, Yeşil teknolojiler, Yenilenebilir enerji gibi konularda da gelişmelere çok hızlı ayakuydurmamız gerekiyor. Dış Ticaret Açığımızın Nedeninin, Teknoloji ve Akıl Açığı Olduğunu Bilerek Hareket Edersek Buna Önlem Alabiliriz.
Dış ticaret açığımızın teknoloji ve akıl açığı olduğunu kabul edersek, çok daha hızlı bir şekilde bu açığı kapatabiliriz. Ülkemizde bu konuda çok değerli isimler var. Özellikle Pandemi dönemi bize şunu da çok iyi öğretti. Tarım, Gıda gibi alanlarda kendi kendine yetebilmenin önemi ve bu konuların stratejik alanlar olduğunu gösterdi.
Yeşil Hidrojen enerjisi ve hidrokarbon teknolojilerinin önemi her geçen gün artacak, bu konuda da ülke olarak gelişmeleri çok yakından izlemeli” dedi.
Seçim sonrasında gelişecek ekonomik süreçler hakkında gelen sorular üzerine açıklama yapan panelistler, ekonomi politikasının, seçimde kimin geleceği ile ilgilenilmeden ülkenin geleceğini şekillendirecek ekonomik politikaların ortaya konulması gerektiğini, yeni alanlara, özellikle ülkede son zamanlarda iyi gelişmeler gösteren start-up lara ve buralarda yer alan daha fazla sayıda yeni girişimlere destek verilmesi
gerektiği vurgulanarak panele son verildi. Panel programı, panelistlere verilen hediyelerin takdim edilmesiyle son buldu.