Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya

İlhan Erdem Yazdı… ”Orhangazi Karsak Köyü Ve Kuman Kıpçaklar”

Karsak kelime manası olarak

Karsak kelime manası olarak Tilki demektir.

Eski Türkçe’de “Karsak” karnının altı beyaz 75-80 cm. boyundaki çöl tilkisinin adıdır. Bu hayvanı totem edindiklerinden Kıpçaklar’ın “Karsak ” boyuna da bu ad verilmiştir.

İznik gölü havzasında Roma döneminde iskan edilen Hristiyan Türklerin olduğu bilgileri güncel araştırmalar sonucu ortaya çıkarılmaktadır. Güvenli taraflarında bir kale yeri de mevcuttur. Bu kale ve kalıntılara bazı Rum ve Ermeni hayranı tarih yaratıcısı yazarlar tarafından onların eseri diye tanıtılsa da bunlar gerçeği yansıtmıyor. Bütün tarih tezleri yanlı ve taraflı olan bu kişiler bölgedeki Türk izlerini kapatma gayreti taşımaktalar…

Karsak Köyümüz çok eski Kuman Kıpçak Türk köyüdür. Köy etrafında ki yapı kalıntılarını bile Ermenilerden kalma diye tanıtmak hiç bir tarihi teze dayanmamaktadır. Biz Ermeni varlığını asla inkar etmiyoruz. Anadolu’da iç içe yaşadık onlardan meslekler öğrendik. Bunları özellikle belirtmek istiyorum…

ANADOLU’DA KUMAN KIPÇAKLAR

Bizans Arazilerini ve Şehirlerini yağmalayan efrafta başıboş dolaşan Kıpçaklar Bizans arazilerine zarar vermelerini engellemek ve onların askeri yeteneklerinden faydalanmak isteyen İmparator III. İoannis, Bizans hizmetine aldığı bu Kıpçaklardan bir kısmını Trakya ve Makedonya’da bir kısmını da Anadolu’da Menderes Havzasına (Menderes nehri ve çevresine) bir kısmını ise Frigya ve Bitinya topraklarına (Günümüzde Ankara, Afyon, Eskişehir, Bolu, Düzce, Kastamonu, Sakarya, Zonguldak), İznik İmparatorluğu ve Latin İmparatorluğu topraklarına, Moğol ve Selçuklu tehlikesinden korunmak için yerleştirildiler. Bugün bu illerdeki Kıpçak-Kuman asıllı köyler bu tarihte Anadolu’ya girmiştir.

Amasra’nın biraz doğusundan başlayan İznik imparatorluğu ile Selçuklular arasındaki sınır, Sakarya Nehri’ne paralel olarak bir yay şeklinde güneydoğuya doğru inerek Anadolu’nun güneybatı sahillerinden denize dökülen Dalaman Çayı’na kadar uzanıyordu. Sınırın İznik imparatorluğu tarafındaki hat boyunca çok sayıda kale bulunmaktaydı. Ayrıca iki devlet arasında herhangi bir yerleşimin olmadığı boş araziler (Selçuklu Uç bölgeleri) uzanmaktaydıki bu bölgelerde Türkmenler ve İznik sınır savunmacıları (Akritai) arasında sık sık çatışmalar yaşanmaktaydı. İznik İmparatorluğu’nun Karadeniz sahili boyunca sahip olduğu topraklar Amasra’dan batıya doğru uzanan dar sahil şeridinden ibaretti. İç kesimler Selçukluların denetimindeydi. Bununla birlikte İznik yönetimi açısından asıl sorunu XII. yüzyıldan itibaren Selçukluların akınlarının yoğunlaştırdıkları Menderes havzası ve Türkmenlerin yoğun olarak bulundukları güney sınırı teşkil etmekteydi. Özellikle Anadolu’nun güney batısındaki bölgelerde sürüleri ile dolaşan kalabalık Türkmen toplulukları büyük bir tehdit oluşturmaktaydı. Anadolu’daki soydaşları ile aynı savaş taktiklerini ve silahları kullanan Kumanların bu bölgede yerleştirilmesi hiç şüphesiz hareketli Türkmen atlılarına karşı yerleşik savunma hattından daha etkili bir yöntemdi. Kumanlardan çoğunlukla hafif süvari birlikleri olarak yararlanan Bizans yönetimi Kumanları aynı zamanda ordu içinde de kullanmaktaydı. III. Ioannes Vatatzes, bu Kumanlardan Anadolu’da yararlandığı gibi Balkanlardaki mücadeleler sırasında da faydalanmaktaydı. Nitekim 1242 yılındaki Selanik kuşatması sırasında Vatatzes’in ordusunda Kumanların da olduğunu bilmekteyiz”.

Yalova üniversitesi öğretim üyesi Sayın Cihan Yalvar hocamızın Yalova Çiftlikköy’de bulduğu İznik İmparatorluğuna bağlı lejyoner Türk yerleşimi ve eldeki veriler bize bölgemizde bir çok Şelçuklu, Osmanlı öncesi Türk unsurları olduğunu göstermektedir. Hatta bazı Bizans tarihçileri Hristiyan Türklerin Anadolu ve Batıda ki Türkleşme hızını artırdığını belirtmektedir…

“Dönemin İznik İmparatoru İoannes Dukas Vatatzes (1221-1254) tarafından Balkanlar’ı harab eden Kuman-Kıpçaklar’ın bir kısmını 1241 yılında dinlerini değiştirmek suretiyle Anadolu’nun farklı yerlerine yerleştirilmişlerdir.”(1)

Bizans kaynaklarında ilk defa 1078’de görülen Kuman-Kıpçaklar, İmparator I. Aleksios Komnenos döneminden itibaren Bizans ordusunda paralı asker olarak görev almaya başladılar. 1204 yılında gerçekleşen IV. Haçlı Seferleri sonrasında kurulmuş olan İznik İmparatorluğu ve İstanbul’da kurulan Latin İmparatorluğu’nun ordularında da onları görmek münkündü. İznik İmparatoru III. İoannes Vatatzes tarafından 1241 yılında 10 bin ve üzerinde Kuman-Kıpçak’ın aileleri ile Anadolu’nun çeşitli yerlerine özellikle de Batı Anadolu’ya yerleştirildikleri bilinmektedir. Sözü edilen bu yerleşim yerlerinin izlerini günümüze dek sürmek münkündür.

Yazımın başında belirttiğim gibi yer adlarındanda anlaşılacağı gibi ve eldeki veriler ışığında Karsak bir Türk köyüdür.

TARİHİ KARSAK KÖYÜ

Karsak köyünün tarihçesi

Köyün hangi tarihte kurulduğu bilinmemekle beraber köyde bulunan eski kilise enkazından ve Maşatlık mevkiindeki Rum ve Ermenilere ait mezarlardan anlaşılacağı üzere Karsak köyü Bizanslılar zamanında kurulmuştur.

Cumhuriyet dönemine kadar köyün ekseriyetini Rumlar ve Ermeniler teşkil ediyordu. Cumhuriyetten sonra Trakya’dan gelen göçmenler, Rum ve Ermenilerin yerini almışlardır.

Köyün coğrafi durumu

 

Karsak köyü Bursa ilinin, Orhangazi ilçesine bağlıdır. İlçenin 12 km. güneyine, ilimizin 42 km. kuzeyine düşer. Köyün 2 km. doğusunda Femiç köyü, güneyinde Güvenli köyü, 6 km. kuzeyinde Gedelek köyü ve batısında 8 km. uzaklıkta Umurbey kasabası bulunmaktadır.

Karsak köyü, Gemiç dağının güneyinde bir vadi içinde kurulmuştur. Köye hergün devamlı vasıtalar işlemektedir. Bilhassa pazartesi ve salı günleri saatte bir vasıta gelip gider.

Köyün iklimi

Köyde tipik bir Akdeniz iklimi hüküm sürer. Yazları sıcak, kışları ılık geçer. Köyün dört bir yanı zeytin ağaçları ile çevrilidir. Kuzey tarafı ovalık, güney tarafı dağlıktır. Dağlarda her çeşit ağaç mevcutsa da, köy sınırlarına yakın kısımları tamamen kestaneliktir. Arazinin % 30’u zeytinlik, % 40’ı tarla ve sebzeli, % 20’si ise ormanlıktır.

Köyün suları

Köyün hemen her tarafı sularla kaplıdır. Köyün ortasında Katırlı dağlarından gelen bir dere geçmektedir. Bu dere köyün adını almış ve Karsak deresi denmiştir. Bunlardan başka: Ali deresi, Şehitlik deresi, Androl deresi gibi dereler bulunmaktadır. Bu derelerden, yazın sebzelikler ve zeytinlikler sulanmaktadır.

Köyün içme suyu: 1963 yılında Kavşak ve Kamışlık mevkiinden borularla köye getirilmiş ve evlere verilmiştir. Halen % 80 evlerde su bulunur. Ne var ki o tarihte köyün ilerki nüfüsu düşünülmeden, toprak altındaki ince borularla köye su verilmiş ve bu gün ihtiyacı karşılayamaz hale gelmiştir. Bu nedenle 1985 yılında devlet yardımı ile su işi ele alınmış ve bu yıl yeni borular döşenerek büyük bir depo yapılmıştır.

Köyün Nüfusu

Karsak köyü 1965 nüfus sayımında 900, 1970 yılında 860, 1975 sayımında 747 ve 1980 nüfus sayımında ise 756 kişidir. Bunların 381’I erkek, 375’ı kadındır.

Köyümüz Yalova Aksa fabrikası, Tofaş, Asil Çelik gibi fabrikalara işçilerin gitmesi sonucu nüfusumuzun azalmasına neden olmuştur. Köyün % 80’ı zeytincilik, % 20’si işçi ve çok az kısmı ise hayvancılıkla uğraşmaktadır. Nüfus artışı yok denecek kadar azdır.

Köyün İş Hayatı

Köyde işlerin en çok yoğun olduğu mevsim, zeytinlerin hasat zamanı olan Kasım ve Aralık aylarıdır. Bu zamanlarda çoluk çocuk herkes zeytin toplamaya gider. Köye zeytin zamanı ve ilkbahardaki bakım zamanı dışarıdan işçi getirilmektedir.

Köyde arazinin tapulama işi yapılmış olup, herkesin arazisine tapusu verilmiştir. Bütün araziler, köye en çok 3 km. uzaklıktadır.

İstihsal ve Köyün Vasıtaları

Köyde şu anda 5 tane minibüs, 1 tane otobüs vardır. Bunlar sabahleyin Gemlik ve Bursa’ya gider, akşamları köye dönerler. Köyde 2 tır, 6 kamyon, 2 Skoda, 50 adet traktör, 2 adet at arabası vardır.

Tarım ekseriyetle traktörle yapılmakta olup, bayır yerler insan gücü ile belle yapılır. Köyde her evde 1 eşek, 10 tane kadar at, 800 koyun, 70 sığır vardır. Hayvanlardan sağılan sütler, Gemlik ilçesine gönderilir. Ayrıca köyde 1 değirmen, 1 yağhane, 1 berber, 1 bakkal , 1 hamam (çalışmıyor), 1 sepetçi vardır.

Köyün en önemli zenginlik kaynağı zeytinciliktir. Bundan başka yazın sebzecilik, ipek böcekçiliği önemli yer tutar. Köyde mülkiyet ve arazi işleri, kanunlara uygun bir şekilde yürütülmektedir.

Adli İşler

Köyde kız kaçırma ve kavga gibi, suç teşkil edecek davranışlar yoktur. Hapishanelerde şu anda hiç bir fert yoktur. Anlaşmazlık hallerinde derhal kanuna başvurulur. Köy muhtarı, bu hususlarda köylüye daima yardımcı olmaktadır.

Sağlık İşleri

Köy halk sağlığına önem verir. Hastalık anında hemen doktora gidilir. Kocakarı ilaçlarına hiç inanılmaz. Köye, yılın bazı aylarında sağlık ekibi gelir. Her vatandaş aşısını muntazam yaptırır. Onlara gerekli kolaylığı gösterirler.

Kültür Durumu

Köyde 1935 yılndan beri ilkokul mevcuttur. Eskiden geniş eski binalarda, evlerde eğitim, öğretim yapılırdı. 1945 yılında ilkokul yapılmış ve o günden beri eğitim ve öğretim ilkokul binasında yapılmaktadır. 1979 yılında yeni bir ilkokul binası ve öğretmen lojmanı yapılmış olup, eğitim ve öğretim gayet iyi bir şekilde yürütülmektedir. Köyde 2 öğretmen, 34 öğrenci vardır. Okula devam hususunda kız, erkek ayrımı yapılmaz. Devamsızlık yoktur. Karsak köyü ilkokulundan bu güne kadar 590 kişi diploma almıştır. Yüksek tahsile son yıllarda köyde büyük bir ilerleme kaydedilmekdedir. Her yıl, her veli çocuğunu ortaokula yazmak için adeta yarış eder.

Köyün kendine has oyunu yoktur. Bilinen oyunlar oynanmaktadır.

Din ve İnanışlar

Köyün ekseriyeti İslam dinine mensup olup, bazı çingene dediğimiz vatandaşlar İslam dinine pek bağlıdırlar. Köyde batıl inanışlar, yurdumuzda geri kalmış bölgelerde olduğu gibi kadınlar arasında görülmekte ise de önemsizdir. Köyün kadrolu imamı vardır. İmam, ileri görüşlü bir kişi olup, hurafelere inanmaz. Batıl inanışlara şiddetle karşı çıkmaktadır.

Kaynakça 1 ANADOLU’DA SON TÜRK İSKÂNI: İZNİK İMPARATORLUĞU’NDA KUMAN-KIPÇAKLAR VE YALOVA KAZIMİYE (YORTAN) İLE ELMALIK (SARUHANLI) KÖYLERİNDEKİ VARLIKLARI

Yıl 2021, Cilt 127, Sayı 250, 11 – 36, 19.02.2021

Cihan YALVAR

(2) İslamiyetten Önce Türkler,  Doğu Avrupa’nın Efendileri Kuman-Kıpçaklar Cihan Yalvar ”

Yazımızın devamı gelecek

İlhan Erdem

 

Mersin Escort Muğla Escort Bodrum Escort Alanya Escort Antalya Escort Ankara Escort Kocaeli Escort İzmit Escort Eskişehir Escort Kayseri Escort Marmaris Escort İzmir Escort İstanbul Escort