Her kesimin ve daha çok halkın canını yakan son ötv zamlarından sonra hükümet yeni vergiler arayışına girdiği kanaati oluştu. Euro 30 ₺ yi geçtiğini gördük. Dolar ise 25’i geçti. Maalesef hiper enflasyon tüm hızı ile gelmekte vatandaş zam sağnağı altında ezilmektedir. Vergiler deli dumrul vergilerini andırmaktadır. Hatta mumla aratmaktadır. Yine ekonominin bozuk olduğu reji idaresinin ülkemize çöktüğü yıllarda galata köprüsüne vergi memuru konur. Köprünün başında sonunda birer memur rusum fişi karşılığında para toplamaktadır. Toplanan para az bulununca ortada bir memur daha konur. Çözümü böyle bulurlar. Sahi aklıma gelmişken Arus resmi vergimizde var. Hükümet bu vergiyi de işleme koyabilir. Bu vergide neyin nesi derseniz açıklayayım ;
ARUS RESMİ VERGİSİ NEDİR?
“Osmanlılar’da düğün veya gerdek için alınan bir vergi. “Gelin” anlamına gelen arûs kelimesini Araplar “güveyi” mânasında da kullanırlar. Osmanlı kanunnâmelerinde ve tahrir defterlerinde resm-i arûs, arûsiyye, arûsâne ve gerdek resmi adlarıyla kaydedilen bu vergi zuhûrata bağlı bâd-ı hevâ vergileri içine girer. Düğün veya gerdek sırasında alınan arûs resmi, nikâh sırasında nikâhı tescil eden kadılarca istenen vergiden ayrıdır. Nikâh resmi, malî duruma göre zenginden 1 altın, fakirden 12 akçe, orta halliden ise bu iki miktar arasında alınırdı. Arûs resmi ise timar sahibinin kendi toprağındaki reâyâdan talep ettiği gerdek hakkıdır. Feodal karakterli bu vergi, Osmanlılar’a muhtemelen fethettikleri ülkelerin câri örf ve kanunlarından geçmiştir. Nitekim Osmanlı hâkimiyetine giren sancakların kanunnâmelerinde daha önceki uygulamalara da temas edilmektedir.”
MİKTAR NASIL BELİRLENİYORDU?
“Arûs resminin miktarı gelinin durumuna yani bâkire, dul ve gayri müslim (zimmiyye) olmasına göre değişmekteydi. Ayrıca bazı bölgelerde halkın zengin veya fakir olması miktarın tesbitinde önemli rol oynamaktaydı. Cüzi farklılıklar hariç, genellikle müslüman bir bâkire kız için 60 akçe, dul kadın (seyyibe) için 30 akçe arûs resmi takdir edilmişti. Fakirlerden bu rakamların yarısı isteniyordu. Gayri müslim bâkire kız ve dul kadın (bîve) için de bu resmin miktarı müslümanlardan alınanın yarısı idi. Hüdâvendigâr (Bursa), Kütahya ve İç İl sancaklarından müslüman bâkire için 60 akçe, dul için 40 akçe, fakir olanlar için ise bu rakamların yarısı alınıyordu. Toprağa bağlı bulunmayan sürekli hareket halindeki konar göçer bir kısım Türkmen boylarında gerdek resmi birer koyun veya davar olarak tesbit edilmişti. Bir kısım boylar ise bunun karşılığını akçe olarak öderlerdi. Bunlar vergiyi asıl bağlı bulundukları yere verirler, başka bir timar toprağında meydana gelen evlenmeler için o yerin timar sahibi hiçbir hak iddia edemezdi. Bozok sancağında bu vergi nisbetleri eski uygulamanın da tesiriyle oldukça yüksekti. Burada bir kız kendi boyundan bir kocaya varırsa 100, başka bir boydan biriyle evlenirse 200 akçe arûs resmi alınırdı. Ancak bu hüküm daha sonra ağır bulunarak kız için 60, dul için 30 akçeye indirilmişti. Ortakçı-kul köylerinde kul ve câriyelerin evlenmelerinde bâkire kızdan 30, duldan ise 15 arûs resmi alınıyordu.”
BU VERGİLER NERELERDE KULLANILDI?
Osmanlı Döneminde toplanan vergilerin nerelerde kullanıldığını araştırdığımızda karşımıza çok ilginç durumlar çıkabilir. Savaş dönemleri hariç toplanan vergiler öyle yerlere harcandığını göreceksiniz ki pes dersiniz. Şimdi ile kıyaslar isek hangarlarda bekleyen özel uçaklardan tutun. En ufak devlet memuru bile makam araçsız işe gitmez iken Avrupa’da yaşayan memurlar,başbakanlar bisiklet ile işe gidiyor. Osmanlıda ise saraylarda ki israfları okusanız bunlar bizim ecdadımız mı dersiniz. Bu alışkanlıklar maalesef atadan dededen süre gelmektedir. Toplanan vergilerin toplama şeklinden kullanılışına kadar enteresanlıklar böyle devam etmektedir. Bahse konu vergimizin tarihi çok eskilere dayanmaktadır. Evet şaka değil gerçek Osmanlı zamanında reayadan istenen vergiler arasında Arus resmi vergiside var. Memlüklülerde uygulamaya giren bu vergi Tanzimat fermanı ile izinname şekline tevdi edilmiştir. İlkten Tekalifi milliye ile başlayan serüven deli dumrul vergileri ile ikinci kez alınarak hızla devam ediyor ve buna muhalefet partilerinden ses çıkmıyor. Hazine ve maliye bakanlığı vergileri tabana yayacağız diye bir beyanat verdi. Şahsen naçizane tavsiyem evleneceklerden böyle bir vergi alabilirsiniz sayın Şimşek halkımızın buna bir ses edeceğini sanmıyorum. Kontak kapatma eylemi yapan bir kaç kişiden başka zamlara ve vergilere halkımız pek tepki vermemektedir.
Osmanlı Döneminde daha ağır vergiler vardı. Tekalifi örfiyye,Tekalifi şerriye,Tekalifi şakka,Tekalifi emriyye gibi kayıtlı kayıtsız vergiler altında yaşayan osmanlı tebası şimdilerde ise Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı vergisini veren askerini yollayan halk vergi veriyor hemde sayısı bile belli değil iken Suriyeli vergi vermez, harç ödemez. Dükkan çalıştırır. Ancak arapça tabela yasak. Din kardeşlerimiz gücenmesinler… Köylü mazot alamaz. Zengin yatlarına bu vergi hiç uğramaz. 500 ₺ olarak banknotları merakla bekliyorum. Alım gücü artacak mı? Market raflarında etiketler sabitlenecek mi aklımda deli sorular. Cem Karaca’nın dediği gibi Bindik bir alamete gideyoruz gıyamete vesselâm
Yeni vergimiz şimdiden hayırlı olsun.
Haftaya apayrı bir konuyla birlikte olana kadar esen kalın…
Kaynakça; Kānunnâme-i Âl-i Osmân (nşr. Mehmed Ârif, TOEM ilâvesi), İstanbul 1329, s. 38-39.
Barkan, Kanunlar, s. 14, 33, 34, 43, 49, 68-69, 129, 136, 143, 144, 196, 208-209, 216, 233, 234, 245, 247, 263, 271, 311, 317, 331, 332, 339.
TDV İslam ansiklopedisi 3.cilt 422,423 sahife
Neşet Çağatay, “Osmanlı İmparatorluğu’nda Reâyâdan Alınan Vergi ve Resimler”, DTCFD, V (1947), s. 506-507.
İlhan Erdem