Çocukluk yaşlarımdan beri Tarihi sevdim, araştırdım, yazdım. Cebimden Harcamalar yaparak gerekirse yerinde araştırmalar yaptım. Tarihe sevdam Truva’yı nasıl soyulduğunu, İlçemizde ne sahtekârlıklar yapıldığını, tarih üzerinden etnik mikro milliyetçilik yapıldığını, yani sözün özü tarihimizi kendi çıkarlarına alet edildiğini gördüm, duydum, yazdım…
Ilıpınar kazısından çıkan eşyaların tam kaydı dökümanı nerde acaba?
Recep Altepe’ye kimler mihmandarlık yaptı? Sahi Akşemseddin gemisi ne oldu? Daha sorulacak o kadar soru var ki hangisini sorayım bilemedim.
İşin ilginç olanı nedir biliyormusunuz?
Hiç bir akademik ünvanı olmayan kişilere tarihi emanet etmemizdir. Tarih o kadar sahipsizmidir? Büyükşehir belediyesi tarih hususunda akademik ünvanı olan bir araştırmacı bulamıyor mu? Türk düşmanı Alman Adanuer vakfından fonlu birine kitap yazdırıyor? Daha mezar taşındaki Yıldızın köşelerini sayamayan bu kişiler tarih hakkında konuşması gereken en son kişilerdir.
Sahi aklıma gelmiş iken yazayım; Muradiye Külliyesinin sahte kopya arşiv filmlerini kaç Türk lirası verdiniz? Kopya film satan arşiv uzmanımıza kimler ön ayak oldu acaba?
Mustafa Kemal Atatürk’e bel altı vurmakla meşhur Cumhuriyet düşmanları Büyükşehir Belediyesi’nin etrafında neden kümeleniyorlar?
Osmangazi Türbesi önündeki Meşhur nadir anıt hangi cumhuriyet düşmanının isteği ile yerinden kaldırıldı. Bahaneye bakarmısınız. “Anıtın altında şeyhülislam kabri varmış” Damat ferit’i milli kahraman ilan eden bu tarihçi nüsfetteleri birde dinî kılıflar uydurması pes dedirtiyor. Türk Ocakları’nın sessizliği bizi şaşırtan bu nadide anıt yerinden sökülür iken Türk Ocakları neden sessiz kaldı? Hamdullah Suphi’lerin, Ahmet Vefik Paşa’nın, Mehmet Emin Yurdakul’un kemikleri sızlıyordur. Hepsinden ziyade Bursa Düşman işgalinden kurtulur iken Şehit düşenlerin kemikleri sızladı. O anıt kaldırılır iken.
Orhangazi ilçemizde son yaşanan hadise önceki yazılarımda belirttiğim gibi Muradiye Camii’nde cereyan etti. Caminin önüne tarihten bir haber sözüm ona tarihçi nüsfetteleri bir tabela diktiler, evlere şenlik, gülünç bir uydurma tarih biraz sözlü tarih yapsalar gerçek tarihi çıkacak olan yapıya bir don biçer gibi tarih uydurdular.
Orhangazi ilçemizde sadece bunun ile bitmiyor hadiseler, youtube’de video çekip takipçi kasma peşinde olanlar ise sağdan soldan çaldıkları bilgileri kendi araştırmaları gibi paylaşmaları bile bunların acziyetlerini göstermeye yeter bir harekettir. Halk arasında adı defineciye çıkan malum belediye başkanına tarih danışmanlığı arazi rehberliği yapan bu Anglo-Sakson tarihçileri tarih hiç bir zaman affetmiyecek.
ANGLO-SAKSONLAR KİMLERDİR?
Anglo-Saksonlar; 5. yüzyıldan itibaren günümüzde İngiltere olarak adlandırılan bölgeye yerleşen ve Alman ırkından olup Angluslar, Saksonlar ve Jütlerden oluşan bir halk olarak tanımlanmaktadır. Angleland (Anglus Diyarı) olarak kullanılan isim, zamanla England şekline dönüşmüştür.
İngiliz Derin devletinin en güçlüleri olan bu topluluk Ortadoğu’da milletlerin tarihlerini yazma görevini üstlendiler. Anglo-Sakson tarihçiler tabirini ilk kullanan kişi olarak Türkiye Cumhuriyeti tarihinde içimizden devşirilen bir çok kişi ve iş kolları yanında tarihçi kılığında ki etki ajanlarını içimize salan şarkiyatçılar yeri geliyor bedava konaklama, mansiyon ödülü gibi adlar adı altında fonladıkları bu kişileri belli makam ve mevkilere getirmektedir.
Bilimsel metotlardan uzak olan bu kişiler kalemlerini sattıkları gibi ruhlarınıda satmaktadırlar. Bursa Nilüfer Antika pazarında tezgahıma gelen böyle bir satılmış ruhlu kişiye hakettiği muameleyi yaparak tezgahımdan uzaklaştırdım. Yine olsa yine yaparım.
Bu sözde tarihçiler masa başında yazdıkları yazılar, çevirdikleri hatalı osmanlı Türkçesi metinler ile tarihe don biçme çabasındalar, Misal 700,800 yıllık dış kaya köyüne 100 yıllık Alevi bektaşi köyü gibi hem mezhep hemde tarihi karıştırıyorlar, oysa ki bu oyun Marmara bölgesinde çeşitli yerlerde sergilendi ve tutmadı. Sözlü tarih ve Kültür envanteri çalışmamız devam eder iken Orhangazi ilçemizide ilgilendiren tarihi keşifler olmakta Yalova Üniversitesi Öğretim üyesi Sayın Cihan Yalvar hocamızın bilim camiasına hediyesi olan tarihi bulguları ilçemizide kapsamaktadır.
Kuman Kıpçakların ilçemizde varlığı bariz iken bu sözde tarihçi nüsfetteleri her önüne gelen taşı figürü Ermenilere, Rumlara yormaktadırlar, ilçemizin tarihini gerçek tarihçilere emanet etmek başlıca görevimiz. Sözlü tarih kültür envanteri çalışmamız ilk haberi gazetede çıkınca ilçemizde tarih sevdalısı gençlerimiz ilgi alaka gösterdiler sağolsunlar…
Son olarak Yalova Güney köy kabristanında ki Ay yıldızlı Mezar taşlarından bahsedeceğim; Bundan bir kaç sene önce ilçemizde yayın yapan malûm gazetede bir köşe yazısı okudum. Neymiş efendim Yalova Güney köylülerin ataları Musevi imiş, şaşırdım.
Gazete köşe yazarına mail attım. Kaynağı nedir diye tenezzül edip cevap dahi vermedi.
Oysa ki Yalova Güney köy Dağıstan göçmeni Müslüman bir köy, ama gelinde anlatın.
Neymiş efendim Mezar taşlarında Davut yıldızı varmış, Hiç üşenmedim bütün mezarlığı tek tek gezdim. O kabristanda bir tane Davut yıldızı olan mezar taşı bulamadım. Ay yıldız mezar taşlarının hepsi beş köşeli, daha mezar taşlarının üzerindeki yıldızların köşelerini sayamayan kişilere Bursa Büyükşehir Belediyesi nasıl Bursa tarihini emanet eder pes doğrusu, Ali Nur Aktaş ve Kültür işlerinin bu meseleyi bir kez daha gözden geçirmeliler.
Belediyenin arşivine aldığı iddia edilen Fransız arşivinden çalıntı kopya Muradiye Külliyesi filmleri konusu çok mide bulandırıcı, sosyal medyada şişirilen, pişirilen, bu sosyal medya klavye şovalyelerini bir kez daha burdan uyarıyorum. Tarih sizi affetmeyecek.
Türkle derdi olanın vay haline.
Hele Cumhuriyet ve Mustafa Kemal Atatürk ile derdi olanların bu toprakta yatacak yeri yok.
TARİH TEKERRÜRDEN İBARETTİR.