Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya

CHP’li Kadınlardan Yalın Ayak İznik Gölü Eylemi!

17 Haziran Dünya Çölleşme

17 Haziran Dünya Çölleşme Ve Kuraklıkla Mücadele Günü nedeniyle CHP Bursa kadın kolları ve Orhangazi ilçe yönetimi ile kadın kollarının katıldığı etkinlikte bir araya gelen CHP’liler İznik gölü kıyısında yaptıkları basın açıklaması ile son zamanlarda İznik Gölünde yaşanan kuraklığa dikkat çektiler.

Yapılan basın açıklamasında İznik gölünün bir doğa cinayetine kurban gittiği vurgusu yapılırken , özellikle Gölden su çeken işletmelerin denetlenmediği ve göldeki en çok  su kaybının bu sebeple olduğu söylendi.

CHP’li kadınların İznik gölünde yapmış olduğu basın açıklamasında ‘’

‘’17 Haziran Dünya Çölleşme ve Kuraklıkla Mücadele Günü çerçevesinde düzenlediğimiz basın açıklamamıza hoş geldiniz.

Şu an kıyısında bulunduğumuz Bursa’nın incisi ve bölgemizin çok önemli su kaynağı İznik Gölü, yıllardır doğaya düşmancasına devam eden bilinçsiz kullanım ve ilgisizlik nedeniyle bir doğa cinayetine kurban gitmek üzeredir.

Gözümüzün önünde işlenen bu doğa cinayetini kimse üstlenmiyor…

Bilesiniz ki, bu göl kuruyup gittiğinde bile kimse sorumluluğunu almayacak.

Bizler, CHP Kadın Kolları olarak bugünden bir kez daha tekrarlıyoruz.

-Milyonlarca metreküp su hakkı olduğunu iddia edip borularla su çeken ve bunu Gemlik Serbest Bölgesi’ne de sattığı konuşulan sanayi tesisi;

-Gölü besleyen akarsulara baraj yapan DSİ;

-Kontrolsüz tarımsal ilaçlama yapan üretici ve bunlara göz yuman İl Tarım ve Orman Müdürlüğü;

-Göle dolgu yapan belediye başta olmak üzere birçok fail var.

Bunca sıkıntının üzerine göl civarında açılan taş ocakları, maden çalışmaları ve Yenişehir Kirazlıyayla köyündeki maden zenginleştirme tesisine su aktarma çabaları da sorunlara tuz biber ekiyor.

İznik Gölü bunca sorunun üzerinden nasıl gelebilir.

Bugün gelinen noktada bir yandan olası iklim krizi, kuraklık ve kıtlık tehlikesi gün be gün büyürken, bütün bunları görmezden gelerek, kendi doğa kaynaklarımıza karşı nasıl bu kadar acımasız olabiliyoruz?

Üstelik yakın gelecekte nüfus artış etkenleri başta olmak üzere tatlı su kaynaklarının azalıp kirlenmesi nedeniyle, ülkemiz de su kıtlığı yaşaması muhtemel ülkeler arasında, sayılırken, bir an önce kendimize gelip gereken tedbirleri almak zorundayız.

Hükümetler arası İklim Değişikliği Paneli Dördüncü Değerlendirme Raporu’na göre Türkiye, iklim değişikliğinin olumsuz etkilerinden en çok etkilenecek bölgeler arasında bulunan Akdeniz Havzası’nda yer almaktadır. Bu bağlamda Türkiye’nin su kaynakları için hassasiyet gösterilmeli ve İznik Gölü’ne sahip çıkılmalıdır.

Hatırlanacaktır, Cargill 20 yılı aşkın süredir Bursa’nın gündeminde bulunuyor. Son imar planı değişiklikleriyle yine kayrılan Cargill’in su tüketimi yeniden değerlendirilmelidir. Stratejik yeraltı sularının, insan sağlığına zararlı nişasta bazlı şeker üretimi için kullanılmasının önüne geçilmelidir. Bu yapılmadıkça su kaybının engellenmesi mümkün değildir.

Göl suyu zirai ilaç kirliliği açısından 4. sınıf, yani kirli su olarak nitelenen, balık ve bitkilerde ağır metal kirliliği tespit edilen İznik Gölü’nün zirai ilaçlarla kirlenmesinin önüne geçecek tedbirler düşünülmelidir.

Maalesef belirtmek zorundayız ki, Bursa’yı, Orhangazi’yi, İznik’i yönetenler İznik Gölü ve havzasındaki bu olumsuz gelişmelerden direkt sorumludurlar. Su ticari bir meta değil, tüm canlılar için bir haktır. Bu bakış açısı eşliğinde, çocuklarımıza sağlıklı bir dünya bırakabilmek için eksizsiz önlem alma sorumluluğumuzu hatırlamalıyız.’’ Denildi.