Girişimcilik kelimesinin çeşitli kaynaklardan sözlük anlamı incelendiğinde
“İktisadi mal veya hizmet üretimi için üretim faktörlerinin bir araya getirilerek, ekonomik fırsatların yeni değerlere dönüştürüldüğü organizasyonun oluşturulmasıdır. Gerekli zaman ve çabanın ortaya koyulmasıyla finansal, psikolojik ve sosyal riskler alınarak parasal kazanç ve kişisel tatminin elde edilen farklı eylemler ortaya koyulmasıdır.” anlamları çıkmaktadır.
Peki ya sözlük anlamının ötesinde bize göre Girişimcilik ne ifade eder bunu düşünelim ..
Girişimcilik özellikle son yıllarda teknolojinin artmasıyla doğru orantılı bir şekilde özellikle genç nüfus tarafından, buraya bir tırnak açmak istiyorum “ülkemizde işsiz kalan yeni üniversite mezunu genç nüfus “kısıtlı öz sermaye, dış kaynak, banka kredisi vb. araçlar kullanılarak hayata geçirilen fikirlerin kavramsal bütünüdür.
Peki girişimcilik yalnızca genç nüfusun ilgisini çeken bir kavram mı ya da öyle mi olmalı?
Aslında hayır. Tamamen iş fikri ile ilgili geniş bilgi ve tecrübeye sahip olmak, yeterli ve kalifiye iş gücünü bir araya getirmek oldukça önemlidir. Çünkü ülkemizde her ne kadar teknoloji ve sosyal medya sayesinde hemen her şeyin reklamı daha mümkün olsa da, çok fazla yeni keşfedilmiş, daha önce kimse tarafından ortaya atılmamış yeni iş modeli pek yok. Bazı hizmet çeşitlerinin; farklı konseptlerde cafe, restoran gibi ya da güzellik moda sektörüne ait bazı trendler belli bir süre Avrupa havasını solumuş, oralarda yaşayıp bu trendleri ülkemize getirmeyi düşünmüş ancak zaten sermaye açısından da kısıtlı olmak bir kenarda dursun sınırsız sermayeye sahip zengin girişimci kişilikler tarafından getirilinler hariç.
Her ne kadar bu tür trend girişimlere saygı duysam da benim şahsi fikrime göre bu tür iş modelleri gerçek bir girişimcilik örneği değil, olmamalı.
Çünkü girişimcilik kavramının girişimcide barındırdığı en büyük his, kaybetme riski hissi olmalı. Ancak sermayemiz sınırsız ise ya da kaybedeceğimiz birkaç yüz bin lira bizi fakir yapmayacak, peşimizden bankaları koşturmayacaksa neresi riskli ve neresi heyecanlı.
Borç ödemek, kaybetme riski bular heyecanlı mı diyeceksiniz. Evet heyecanlı. Özellikle sizlere soruyorum bu şehirde, birbirinden değerli ve hatta eski çok değerli işletmeler var.
Orhangazi ilçemizin emektar girişimleri ve girişimcileri.
Soruyorum kim bilir bu işletmeleri açarken, bu noktalara getirirken kaç kriz, kaç pandemi, kaç devalüasyon geçirdiniz? İşletmeyi kurduktan sonra hanginiz ilk aydan itibaren bırakın zarar etmeyi, tamamen kar elde eden bir işletme haline geldiniz. Böyle bir şey zaten mümkün mü kesinlikle değil. Böyle bir şey mümkün ise İktisat bilimine saygısızlık yapmış oluruz.
Ne diyor İktisat bilimi?
Bir işletme kurulduktan minimum 6 ay sonra ,normal şartlar altında buraya da bir tırnak açmak istiyorum “ kriz durumları hariç ,işletme geliri giderlerinden fazla olduğu ,hedeflenen satış limitlerine ulaşıldığı durumlar “ ,ancak bu şartlar gerçekleşirse gelir-gider dengesi sağlandıktan sonra kar elde etmeye başlar . İktisat bilimine göre çeşitli hesaplamalar ve bazı dönemlere göre bu süre 6 ay ise de ülkemizde ve hatta dünya da son yıllarda bu süre bence 1 yılı buluyor.
Bir kere sabit olacağını düşündüğümüz giderler artık sabit kalmıyor. Bir malı alış fiyatımız ne kadar istikrarlı kalıyor? Neredeyse her ay alış fiyatlarımız minimum %10 artarken nasıl gelirlerimiz giderlerimizden fazla olacak bu da düşündürüyor değil mi?
Ancak ben bu durumların bir girişimciyi yıldırmaması gerektiğini düşünüyorum. İlçemizin, Orhangazi’mizin emektar girişimcileri yıldılar mı?
Hayır ! Bugün Orhangazi’de babadan oğula geçen ve hatta hala ilk sahiplerinin işlettiği çok değerli işletmeler mevcut. Burada isimlerini yazmaya kalksam çok uzun olur, isimlerini yazamadıklarıma da haksızlık bu nedenle isim vermeyeceğim ancak hepsini zaten tanıdığımıza eminim …
2 yılı aşkım süredir Pandemi hayatımızda ve TOBB verilerine göre 2020 sonu Aralık ayı ile ,2021 sonu Aralık ayı Bursa ilimizde kurulan ve kapanan şirket sayıları aşağıda verilmiştir.
Bu verilere göre 2020 yılında 297 şirket kurulurken; yine aynı ay 61 şirket tasfiye edilmiş ve 106 şirket kapatılmış. Gerçek kişi işletmelerinde bu sayı daha vahim durumda .85 gerçek kişi işletmesi kurulmuşken ,90 gerçek kişi işletmesi kapanmış.
2021 yılına bakıyoruz; 331 sermaye şirketi kurulmuş ,124 ü tasfiye edilmiş,115 adeti kapanmış. 70 gerçek kişi işletmesi açılmış ve ,61 adet gerçek kişi işletmesi kapanmış.
Sermaye şirketlerinde de neredeyse açılan şirket sayısının yarısı kadar şirket kapanmış ancak gerçek kişi işletmelerinde durum daha vahim gibi.
Peki sizce bu durumun sebebi nedir?
Yalnızca Pandemi mi?
Ekonomik kriz mi?
Pandemi ve ekonomik krizde büyüyen işletmeleri ve hatta yeni türeyen iş kollarını hesaba katarsak bence cevabı bu değil ..
Sizlerin görüşlerini de çok merak ediyorum.
Benimle paylaşırsanız önümüzdeki hafta bu konu üzerinde yazmaya devam edeceğim tabi kendi düşüncemi de sizlerle paylaşacağım.
Görüşlerinizi merak ediyorum, benim için değerli…
Şimdilik hoşça kalın.
ÖZLEM AYDIN
KOBİ Danışmanı