Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya

İlhan Erdem Yazdı…10 Eylül Orhangazi’nin Kurtuluşu Ve Vefa Borcumuz

Benim büyük babannem yani dedemin annesi Orhangazi Fındıklı köyünden Sineklerden

Benim büyük babannem yani dedemin annesi Orhangazi Fındıklı köyünden Sineklerden Emine Erdem 107 yaşında vefat etti. Orhangazi’nin kurtuluşuna dair ilk bilgileri ondan aldım. Mekânı nur olsun!…

 casino siteleri

Ama anlatıklarıyla kitaplardaki bilgilerin uyuşması ne kadar sağlam hafızaya sahip olduğunu gösteriyor,Çünkü son günlerinde kurtuluşa dair dinlemiştim kendisini ama benim asıl etkilendiğim şey soysuzlara inat kişilerin hakkını vermesiydi…

 

ÇÖZÜLME SÜRECİNDE ORHANGAZİ

 

İşgalden çok önceleri paylaşım savaşı başlamadan evvel önemli ve stratejik yerlerden biri olan Orhangazi’ye İngiliz karakolları kurulmuştu.(15 Ekim 1919) Bu karakollar farklı kaynaklara göre 5 Ağustos,25 Ağustos, veya 7 Eylül’de yerini Yunan ordusuna bırakarak çekildi.Yunan ordusunun gelişi sonun başlangıcı oluyordu.Yunan ordusunun gelişiyle yöredeki Ermeni ve Rum çeteleri başlıyordu ki;Katliamları geçtiğimiz yazılarımda bahsetmiştim…

 

Bu katliamların önüne geçebilmek ve bazı kendini bilmezlerde fırsattan istifade etmek için çeteleşme yoluna baş vurdu ve Milis güçler kuruldu ki bazıları şunlar;İdris kaptan çetesi,Kuzeyde Yalova dolaylarında Kara İbo çetesiki bu adam bir direnişçi değil bir eşkiyadır,Yenişehir ve İznik dolaylarında Gökbayrak Cemal Müfrezesi faaldi.

 

Ancak ilçede Müdafa-i Hukuk öğretisini yayan ve temsil eden şubenin sorumlusu Bahaeddin bey’di,Yanında Ahmet Derviş bey(TARAKÇIOĞLU) ve Refik bey (ATAY) vardı.

 

Bu arada Orhangazi kaymakamı Mehmet Tevfik bey İstanbul yanlısı olduğu gerekçesi ile Mayıs 1920 başlarında Gökbayrak Cemal tarafından görevden alınacaktır. Şunuda belirteyim ki ;Daha öncedi yazılarda belittiğim gibi 9 Temmuz 1921 dolaylarında yaşanmıştır…

 

İşte Orhangazi’nin kurtuluşu;

Başkomutanlık savaşında Yunanlıların Anadolu’daki asıl gücünü oluşturan güney kolordularının büyük kayıplar vermesi ve kılıç artıklarının İzmir’e doğru bozgun halinde çekiliyor olması,düşmanın kuzeydeki 3. Kolordusunuda Marmara’nın güneyinde sıkışıp kalma tehlikesiyle karşı karşıya bırakmıştı.Kolordunun Anayurt’a dönebilmesi için, Gemlik,Mudanya ve Bandırma limanlarının yaşamsal önemi vardı. Orhangazi-Gemlik yöresi öncede 55. alay ile desteklenmişti…

 

Alınan önlemlere karşın,kolordu komutanına ulaşan savaş raporları iç açıcı değildi.Türk ordusunda cesareti ve kararlılığıyla nam salmış olan Halit paşa’nın (KARSIALAN) komuta ettiği Kocaeli Grubu savunmadaki Yunan birliklerini zor duruma düşürmüştü. Albay Jiras’ın uğraşlarına rağmen Yenişehir geri alındı.(6 Eylül 1922 saat:13:40)

 

7 Eylül 1922 günü Kocaeli Grubuna bağlı mürettep müfreze ile bu müfrezenin batısında bulunan iki tabur ve bir bağımsız bölük gücündeki birlikler Orhangazi’nin batısındaki sırtları ele geçirmek amacıyla şiddetli bir saldırı başlattılar.

 

Arazi son derece sarp ve uzun süreden beri Yunan istikham birliklerince özel olarak berkitilmiş bulunduğu için saldırı çok güç ilerliyordu.Birlikler ağır kayıplar vermekteydi.

 

8 Eylül 1922 günü Kocaeli Grubunun mürettep müfrezesinin sorumluluk bölgesinde önemli bir gelişme olmadı. Müfreze birlikleri, berkitilmiş mevzilere son ve kesin saldırı için hazırlıkları sürdürdüler.

 

9 Eylül 1922 günü Türk süvarileri yıldırım hızıyla İzmir’e ulaştılar ve kordonda’ki hükümet konağına Türk bayrağı’nı çektiler.

 

Bu kutlu haberi Batı Cephesi Komutanlığı, 3. Türk kolordusuna gönderdiği bir telle muştuladı.Hemde “3. kolordunun ,Kocaeli Grubu ile birlikte Bursa cephesindeki düşmanı izleyerek saldırıya geçmesi “buyruğunu verdi. 8 Eylül’ü 9 Eylül’e bağlayan gece Bursa’nın doğusundaki Kazancı mevzilerini tutmakta olan Yunan birlikleri 3. Yunan kolordu komutanının emriyle geri çekilmeye başladı. Bu durum 9 Eylül’de gün boyu sürdü. Yunanlılar çekilişlerini örnek için Türk birliklerine sınırlı saldırı girişiminde bulundularsada ,bu saldırı saat 16:30’da durduruldu ve püskürtüldü. Gelen olumlu raporlar üzerine 1. Tümen hemen ileri yürüyüşe geçerek Kazancı mevzilerini ele geçirdi.Güney’deki Mürettep süvari tümeni’de ,Marmaracık kesimine değin ilerledi,çekilen düşmanı ateş baskısı altında tutmayı sürdürdü.

 

10 Eylül 1922 sabahı saat 10:30’da Kocaeli Grubu karşısındaki düşmana iki koldan saldırıya geçti.Sağ kol (Batı kolu) şiddetli direnmeyle karşılaştıysada , kısa sürede direnmeyi kırarak Şahintepe’yi (Beşpınar dağı) ele geçirdi. Sol kol(Doğu kolu)ise Hamzalı köyü-Fındıklı hattına yanaştı.Şiddetle saldırıya geçerek düşmanı mevzilerinden attı;Saat 10:00’da Orhangazi’ye girdi. Böylece işgal boyunca büyük acıların yaşandığı,bir kaç kez yakılıp yıkılan Orhangazi kasabasıda kurtarılmış oluyordu.Sırası ile diğer il ve ilçelerde kurtarılırken işgal bitiyor ve Cumhuriyet ilan ediliyordu.

 

Gelelim asıl meseleye Halit paşa Kocaeli’den Orhangazi’ye geldiğinde ilk gittiği yer hakim muhit olan Şahin tepesi olarak askeri haritalarda geçen bizim çukurlar dediğimiz tepedir. Oradaki istikhamları geçen sene gezdim. Her sene gitmeye gezmeye ve orada dua etmeye çalışırım. Milli ve manevi havasını solumaya çalışırım. Dağlardaki şehit kabirlerini ziyaret ederim. Gönlümde olan oraya dev bir Türk bayrağı ve aziz şehitlerimize ve Halit paşaya atfen bir büst yapılması tek arzumdur. Hatta Alis yoluna düzenlenen fener alayı Şahin tepesine düzenlenebilir.

Yetkililerden buna dair bir çalışma beklemek hakkımızdır.  Hatta Deli Halit paşa bu vazifede görev yaparken Kafkas cephesinden beri yanında  ayrılmayan Durakoğllarından Casim beyde (Dağaşan) yanındadır.Yurdun müdafaası için cepheden cepheye koşan bu fedakar insanlar sayesinde bu yurt elimizde kaldı. Savaş sonrasnda ailesine istiklal madalyası verilen Casim beyin torunları bugün aramızda ve onlarda bu vefasızlıklar karşısında üzülüyorlar… Sözüm ona bazı dengesizlerin zannettiği gibi bu topraklar boş değildir. Yazıma Milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un İstiklal marşındaki dörtlük ile son verirken yetkililerin bir kez daha Halit paşaya vefa borcumuzu ödemeye davet ediyorum.

 

Bastığın yerleri ’toprak!’ diyerek geçme, tanı:

Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı.

Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır, atanı:

Verme, dünyaları alsan da, bu cennet vatanı.

KAYNAKÇA:İşgalden kurtuluşa Bursa Yılmaz AKKLILIÇ’ın eserinden derlenmiştir…

 

İlhan Erdem