Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
thumbnail-120x600

İlhan Erdem yazdı…’TÜRKİYE’DE VE DÜNYA’DA ASGARİ ÜCRET TARİHİ’

Asgari ücret Türkiye’de çok

Asgari ücret Türkiye’de çok komik rakamlar üzerinde cereyan eden toplumsal bir vakaadır. İnsanlara layık görülen ücret açlık sınırının altındadır. Düşünün bir kere bir asgari ücretlinin aldığı parayı çok afedersiniz millet hayat kadınlarına veriyor, içler acısı olan şey ise 21. Yüzyılda Türk işçisine emeklisine layık görülen bu komik rakamlar ile insanlar ek işler yaparak geçinmeye çalışıyor, ek iş bulamayanlar intahar ediyor, doymayan kapital sermaye halen daha nasıl fazla kazanırım bunun hesabını yapıyor oysa insan gibi yaşamak bu kadar zor değil sanıyorum.

Asgari ücretin tarihini biraz araştırınca bakın neler çıktı. İspanya’dan kovulan Yahudiler bakın neler ile uğraşmışlar, hani beğenmeyiz zalim deriz ya işte o Yahudiler;
Brugge de bu tip tüccarlara veya öğretmenlere rastlanır. İçlerinde Luis Vives, 1492’de sürgünden hemen önce Valensiya’da dünyaya gelmiştir. Sorbonne’da okuduktan sonra -Vives, Paris’ten geçen nadir Konversolardandır. Leuven ve Oxford’da ders verir. Oxford’da Thomas More ile dost olur. Vives 1526’da Brugge yöneticilerine hitaben kaleme aldığı son derece ayrıntılı bir inceleme yazısında (De subventione pauperum) bütün insanların doğanın sunduğu nimetler üzerinde eşit derecede hak sahibi olduğunu ilan ederek herkese garanti edilecek bir gelir oluşturulmasını teklif eder- sadece fakirlere değil, “fahişelere ve kumarbazlarada Buna karşılık en yaşlılar dahi, toplum için çalışmak zorundadır. asgari ücret fikrini yanlışlıkla Thomas More’a atfedecektir. Oysa asgari ücret fikri, bu Bruggeli konverso yoluyla, doğrudan Kitab-ı Mukaddes’teki tsedakadan gelir. (1)
Asgari ücretin tarihini burada netleştirdik.
Peki Yasalarımıza ne zaman girmiş bir bakalım;
Türkiye’de asgari ücret tespitine ilişkin ilk yasal düzenleme 1936 tarihli 3008 sayılı İş Kanunu ile yapılmış ancak, asgari ücret tespitlerine ilk kez 1951 yılında başlanabilmiştir. Bu nedenle asgari ücret uygulamasının başlangıcını 1951 olarak kabul etmek durumundayız.(2)
Bakın ne kadar zaman sonra bize gelmiş görüyorsunuz.
Asgar kelime itibari ile en az minimum taban demektir. Mesela Kaç kişi bilir ilk halife Hz. Ebubekir’in yoksul erkek, kadın ve çocuklara yılda on dirhem asgari ücret verdiğini? Ki bu daha sonra yirmi dirheme yükseltildi… (3)

Kindar nesil pardon dindar nesil yetiştireceğiz diye heryere imamhatip okulu açanlar, iş asgari ücrete gelince nedense pek cimri davranıyorlar, şuan okullardan gelen haberlere göre veliler okulda temizlik yapacak dereceye gelmiş bir milli eğitim sistemi var. Diyanete ayrılan bütçenin çeyreği milli eğitime ayrılsa kötü mü olur?
Orhangazi’de fabrika işçilerinin başta adaletsiz vergi sistemi, kamu işyerinde ücret dengesizliği ve yabancı istihdam gibi konular üzerine eylemlerini sosyal medyada okudum, İzledim kesinlikle haklı eylemlerinde desteklediğimi beyan ediyorum. Yatı olan, Katı olan arkası güçlü kişilerden vergi alamayan devlet işçiden verginin dik alâsını alıyor, sesi çıkmayan işçi, köylü, esnaf vs vergi altında eziliyor.
Asgari ücret ekonomik buhran, enflasyon arasında eridi. Şuan 200₺ lik banknot çocuğa verilen harçlıktır. Altı ayda bir yapılan zam seneden seneye döndü. Bir yıl boyunca asgari ücretli ne yaparsa yapsın dendi, kaderine terkedildi. Şuan açlık sınırı altında yaşayan vatandaşa verilmeyen hizmet, Mültecilere veriliyor, hatta geçen gün Orhangazi’de nöbetçi eczaneye gittiğimde gördüm. Mültecilere özel sağlık hizmeti veren birim açılmış, pes dedim vallahi….
Kendi ülkemizde biz mülteci olacağız yakında, kayıt dışı istihdam edilen mültecilerden kim gelir elde ediyor? Bu mülteciler kimin işlerini yapıyor? Bunlar istediği gibi işyeri nasıl açıyor?
Bolu Belediyesi Başkanı Tanju Özcan ne kadar güzel bir iş yapıyor, şahsen Mültecinin olmadığı bir ilde yaşamayı özledim. Ben mülteci düşmanı değilim ama benden alınan vergi ondanda alınsın. Hem dünya bankası bakıyor, hem bizim devletimiz, ancak köylüsü, işçisi, esnafı siftah yapmadan dükkan kapatıyor haberiniz var mı? Defaatle dedik”İnsanı yaşat ki Devlet yaşasın. ” Diye dilimizde tüğ bitti.

Mahlasa gerek yoktur, Ricaül Gayb’ın erenleri işini bilir. Mirasına ve Misyonuna sahip çıkamayan Devlet’te Millet’de ağır terbiyeden geçer.Haftanız ve gününüz güzel Hızır Nebi ve Ricaül Gayb erenleri yoldaşınız olsun…

Kaynakça: (1) Yahudiler, Dünya ve para Jacques Attali sayfa 241
(2) Koray Kaplıca Doğruluk payı sitesi
(3) TAĞUT Kutsal aldanışın soyağacı Soner Yalçın sayfa 20