Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya

İlhan Erdem yazdı… 18 Mart Çanakkale Zaferi Ve Şehitleri anma günü

Çanakkale Savaşı Bundan 108

Çanakkale Savaşı Bundan 108 yıl önce bu zaman dilimine tekabül eden mart ayında Başlamış ve madde ile mananın, kadim ile modernin meydan savaşında nefesi boğazında düğümlenen dünyanın gözü Çanakkale’ye çevrilmişti.

62 hafta 14 ay ve 1 yıldan fazla sürerek,dünya tarihinin en büyük ve küresel çatışması olan Birinci dünya savaşı’nın gidişatına yön veren Çanakkale Muharebeleri, savaşa dahil olan bütün tarafların büyük kayıplar vermesine sebeb olmuş,Dolayısıyla koca gelecek toprağa gömülmüştü.

Dar-ül Fünûn talebeleri bile cepheye koşmuş vatan müdafası için ellerinden geleni yapmakta tereddüt etmemişlerdir.

Çanakkale’de kazanılan zaferden sonra 1915’de kapatılan Tıbbiye, 4 Mart 1916’da öğretime başlamış, cepheden sağ olarak geri gelen tıbbiyeliler Haydarpaşa’daki Dar-ül Fünûn-u Osmanî Tıp Fakültesi’ne dönmüşlerdi.

Çanakkale’ye giden tıbbiyeli öğrencilerimiz 19 Mayıs 1915 savaşlarına katılmış ve kaybımız çok ağır olmuştur. Fakülte bir yıl kapalı kalmış ve 1921’e kadar da mezun verememiştir. 1916’da fakültenin tekrar açılma hazırlıkları başlayınca, eğitim verecek binanın dışı siyaha boyanmıştır.

Geçen sene Orhangazi’de ki Çanakkale şehit ve gazilerimizi yazmış idim. Bu sene ise değerli bir komutanı yad etmek istiyorum. İntepe Tasarrut Kumandanı Mehmet İntepe’nin Başından geçenleri sizlerle paylaşacağım.
15 Eylül 1936 da Yarım Ay dergisinde yayınlanan röportajdan aktarıyorum. “İstanköylü Yüzbaşı Mehmet Yusuf İntepe bey ile Niyazi Acun arasında geçen röportaj için Mehmet beyi Çanakkale vapuru beklerken rastlaşıyorlar ve Mehmet beyin istemsiz ve aceleci tavırları eşliğinde röportaj başlıyor. Gazeteci Niyazi Acun Möntrö Konferansının Zaferi sonrası Çanakkale’ye giren Türk Ordusunu ve Yapılan tezahüratı yazmak için giderken Mehmet bey ile karşılaştığını bildirirken bir yandanda Mehmet beyden bilgiler almaya çalışıyor.
1936’da Çanakale’nin misafiri ağırdır. İngiliz Kralı Sekizinci Edward Çanakkale’ye gelecek ve Mehmet Yusuf İntepe Kendisine birifing verecektir.
Edirne işgale uğramaması için can siperhane savaşan Mehmet Yusuf bey sistemli olarak geri çekilirken iz bırakmama gayretindeydi ancak Edirne Düşmüştü. Bulgar Kirkof bile takdir etti.
Esir olarak filibeye varan Mehmet Yusuf bey ve silah arkadaşları ile Sofya’ya ordanda Büyük harb başlamadan Seddül Bahir’e geciyorlar, 1914 yılı Temmuz’unda cepheye dahil oluyorlar ve çeşitli vazifelere katılıyorlar.
Çok başarılı bir asker ve Komutan olan Mehmet Yusuf bey destansı bir başarıya sahiptir. Alman Paşaları bile kendisine hayran bırakan paşamız Mustahkem Mevki Kumandanı tarafından Gümüş imtiyaz ve Alman General Liman Von Sanders tarafından Demir Salip Nişanı ile taltif edilir.
Bir gün bataryamı Mevki Müstahkem Kumandanı Cevat paşa,Deniz Kumandanı Mertem paşa,Ozodun paşa ve Liman paşa ziyarete geldiler. Alman paşalar Cevat paşaya sordular. Bu batarya muvaffakiyetlerine nazaran ne kadar mermi atmışlardır?

O
-üçyüzü mütecavizdir Dedi.

-Ne kadar şehit vermiştir?

Bu sual üzerine Cevat paşa aynı soruyu Mehmet beye yöneltiyor.

Mehmet Yusuf bey göğsünü kabartarak hiç bir şehit vermediğini beyan ediyor.

Alman Paşalar inanmayınca Cevat paşa Mehmet beye dönerek Alman paşaların inanmadığını söylüyor, Mehmet beyde Nabalım paşam düşman öldüremedi bizmi ölelim diye söyleyince hepsi gülüşüyorlar…

1934 Sonbaharında İngilizler Hatıralarını yadetmek amacı ile Çanakkale’ye bir gemi ile geliyorlar, Ankara’dan gelen emir ile Vali Reisi ile birlikte on kişi refakat etmesi isteniyor Mehmet beyden resmi elbiselerini ve Gümüş imtiyazlarını göğüsüne takarak gemiye binen Mehmet bey ve beraberindeki heyeti 750 kişilik bir ekip karşılıyorlar İstiklal marşımız ingiliz bandosu ile okunuyor pek çok iltifatlar eşliğinde o gece gemide bir balo veriliyor. İngiliz Subaylar Mehmet beye göğsündeki Gümüş madalyayı ne zaman aldığını soruyorlar cevaben Mehmet bey İntepe Batarya Komutanlığındaki muaffakiyeti nedeniyle aldığını söyleyince İngiliz Subaylar yerinden fırlayarak İntepe İntepe diye bağırarak Mehmet Yusuf İntepe beyi selamlıyorlar, Generallerden biri Mehmet beyin dışarda yanına yaklaşıyor ve elini göstererek elim seni attığın topların şarapnel parçası ile bu hale geldi diyor. Mehmet beyde o gün hava sisliydi. Sizin orda yemek yediğinizi görseydim atmazdım diyince size londradan bir hediye göndereceğim diyor.

Bir gün londra’dan bir hediye geliyor. General kızı ve damadı ile Kilisede nikahta çekilmiş bir fotoğraf gönderiyor…

NUSRAT KİTABI VE CİHAT GÜNDOĞDU

Geçen sene kitabı tanıtmış idim. Ancak sosyal medyada paylaşımlarını takip ettiğim Cihat Gündoğdu’nun kitabından ziyade yaptığı hareketlerden dolayı taktir ediyor ve destekliyorum. Kitabın gelirlerini şehit ailelerine bağışlaması beni en çok etkileyen yanıdır. Cebinden karşıladığı masraflar emekler taktire şayan bir harekettir. Mavi Gök yayınlarından ikinci genişletilmiş baskısı çıkan kitabı bütün kitapçılardan isteyiniz.
Bütün gelirleri şehit ailelerine giden bu kitapta Nusrat Mayın gemisi ve Komutanı İsmail Hakkı bey hakkında en yetkili kişiden bilgi belgeler ışığında tarih yolculuğuna çıkacaksınız.
İşte Çanakkale harbinin böyle acı tatlı hatıraları mevcuttur. Cepheye mermi taşıyandan tutun ikmal yapan köylülere kadar herkesin bir Çanakkale hatırası vardır. Yazımıza mevzu Mehmet Yusuf beyi bize tanıtan Torunu Elif Arzu Eren ve Nusrat Komutanı İsmail Hakkı beyin torunu Cihat Gündoğdu beye teşekkür ederim. Bu yazımı Mehmet Yusuf İntepe bey, İsmail Hakkı bey ve aile fertlerine,Çanakkale şehitlerine Arkasından Bir fatiha okuyacak kimsesi olmayanlara ithaf ediyorum…