Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya

İlhan Erdem yazdı… ‘Bursa’mız Ve Karagöz Şehitleri Anıtı’

Bursamızın Kurtuluşunda şehit olan

Bursamızın Kurtuluşunda şehit olan 14 askerlerin anısına dikilen Tophane şehitliği konusunu gündeme getiriyorum. Bursa’da En büyük yıkım 1855 Depremidir. Sonra Yunan İşgali Ardından Kapalı çarşı yangını gelir. Bu yıkımlar Bursa’da Türklere dair nadir izler bıraktı. Kalanlar ise çok az bir yapıdır. Bu yapılardan biri Osmangazi Türbesi’nin önündeki Tophane Şehitlik anıtıdır. Bu anıt yapılır iken o yerde bir Şeyhülislam Mezarı var idi. Bu mezarda Şeyhülislam Mehmet Efendi yatardı. Bursa’da sürgünde iken vefat etmiş idi. Naaşı Pınarbaşı mezarlığına nakledildi.

Bu yere Meşhur anıt dikildi. Bu anıt neden ise birilerine battı. Türlü dedikodular, ve ipe sapa gelmez iddialar ile yerinden söküldü. Belediye deposuna kaldırıldığı söylendi. Ancak sosyal medyada değerli bir abimiz anıtın kırılıp çöpe atıldığını söylemesi beni hem üzdü hemde meraklandırdı. Eğer iddia doğru ise çok vahim…

 

Amaçları nedir ne yapmaya çalışıyorlar anlayan beri gelsin.  Bilirmisiniz bilmem ama

“Kurtuluş savaşı yıllarında 8 Temmuz 1920’de Yunanlılar Bursa’yı işgal ettiler. Bursa’yı işgal eden Yunan güçlerinin başında dönemin Yunan Başbakanı Elefteros Venizelos’un oğlu Sofokles Venizelos vardı. Sofokles Venizelos’un işgal sonrası bir tabur askerle

-Kalk Osman biz geldik. Kurduğun Devleti yıktık. Diyerek sandukaya ata biner gibi bindiği sandukayı tekmelediği anlatılır. Yalnız Sofokles Venizelos ve birçok Yunan subayının Osmangazi Türbesi’ne gelip fotoğraf çektirmişler, bu resimler Yunanistan’a gönderilerek propaganda amaçlı olarak Yunan gazetelerinde yayınlanmıştır. Yunan subaylarının fotoğraf çektirme amaçlı geliş gidişlerinde saygısızlık sayılacak  pek çok hareketleri olmuştur. Bu saygısızlıklar halkın Yunanlılara tepkisini arttırdığı gözlenmiştir.

Bursa’nın işgali Yeni Başkent Ankara’da üzüntü ile karşılanmış, Meclis kürsüsüne siyah örtü ile yas tutulduğu belirtilerek kaplanmıştır.

İşte Bir dönem Kızıl Elmamız olan Ulu şehir kurtarılır iken Hacivat köprüsü üzerinde kanlı çarpışmada Şehit olan 14 asker hepsi çeşitli illerden gelmiş Bursa’da bağrımızda yatmakta, Anlaşılan o ki Yunan Ordusunu Halife Ordusu görenler halen aramızdalar, Çünkü Yunan ordusuna mukavemet edilmemesi propagandası Yunanlar tarafından sıkça yapılıyor idi.

Her neden ise Bursa’da Hiç bir kurum bu olayı hatırlamak istemiyor, elini kıpırdatmıyor, Bursa Türk Ocağı, Siyasi partiler, Vs herkes suspus olmuş durumda olayı bilen ve görüştüğüm halk bu olaydan çok utanıyor şehitlere sahip çıkamadık diyor, Bursa Bir Türk şehridir. Laz, Çerkez,Kürt, Gürcü, Abhaz hepimiz bir arada yaşıyoruz, kimsenin kimse ile derdi yok.

 

ANGLO-SAKSON TARİHÇİLER NE İSTİYOR?

Bursa’dan gençlerle sohbet ediyoruz. Çok ateşli bir genç kardeşimiz uzun uzadıya enine boyuna Avrupa’yi tarzda anlatımlar yapıyor sabırla kendisini iki saat dinledim. İki saat sonra ateşi birden söndü. İki soru soracağım mümkünmüdür? Tabi buyrun dedi gayet kibar bir şekilde. Biz tarihi kimden okuyacağız ve tarih yazacakmıyız yada neye göre tarih bakışımız olacak diye sordum.

Tabii genç kardeşimiz birden şekil değiştirdi. Birden dedesinden dem vurmaya başladı. Benim dedem Atsız beyle dergi çıkardı vs hezeyanlar da bulundu. Dedesinin ismini hiç bir yerde ne duydum ne okudum. Sorularıma cevapları ise dahada ilginç biz tarihi yazamazmışız,  bizim hakem heyeti dergilerimiz yokmuş, bilimsel bakamazmışız en iyi tarihçiler anglasakson tarihçiler cümlesinden sonra bir hamle yapıp bıraktım. Anglasakson tarihçiler kimlerdir dedim.

Cevap yok. Dedim ben cevap verem İngiliz derin devleti ve istihbaratçıları bunlar sana tarihini doğrumu öğretecek dedim sonrasında bu kardeşimizi görmedim hiç bir ortamda.

 

Bu uzun giriş üzerine ülkemizdeki sözde tarihçilerden devam edelim istiyorum. Bir moda tutturdular gidiyor Cumhuriyeti kötülemek Saltanatçılığı meth etmek.

Saltanat iyi olsaydı koca Osmanlı yıkılırmıydı? Çökmüş bitmiş bir enkazdan bir Cumhuriyet kurmuş bir kadroyu kötülemek hangi akla mantığa yatıyor??? 5816 nolu kanundan dert yanıyorlar, oysa ki o kanunu Cumhuriyetçiler Atatürkçüler yapmadı. Tam tersine savundukları yere göğe sığdıramadıkları Adnan Menderes ve ekibi yaptı Kanunlaştırdı. Tarih bilmezler okumazlar sonra kalkıp milletin aklını bulandırırlar, Bursa’da ki yazının başında anlattığım Tophane Hacivat Şehitleri karşısında maddi manevi kendimi sorumluluk altında hissediyorum. Osmangazi belediyesinden aldığım bilgiye göre Büyükşehir Belediyesi’nin yetki alanı imiş, Gerek Büyükşehir Belediyesi nezdinde, gerekse Kültür Bakanlığı nezdinde girişimlerde bulundum. Karınca kararınca tarafımız belli olsun.

Şimdi gelelim sözüm ona internet tarihçilerine Mustafa Armağan denen zevata Murat Bardakçı gibi bir koleksiyoner Damat Ferit yalanında onun foyasını ortaya çıkardı. Derin tarih yerine çukur tarih diyoruz dergisine…

Mustafa Armağan’ı iyi tanıyan dostlarımız var. Onu Bursa’da ki Molla Arap mahallesinde ki baba ocağından biliyorlar, ancak ne oldu ise İstanbul’a gitmesi ile oldu diyorlar, önceleri bu işler ile alakası yoktu diyorlar….

Son söz olarak diyorum ki; Türk tarihi huzurunda Türk milleti huzurunda Tarihe ve Milli değerlerimiz üzerinden elinizi çekiniz. Yaptıklarınıza ve söylemlerinize bir bakınız…

Türk gençlerinin kafalarını karıştırmayı bırakınız, Uydurma tarih anlatıları ile ancak kendi uydurduğunuz yalana kendiniz ve avaneniz inanır…

 

Kader sizi yükseltmek için bazen düşmanını kullanır. Haftanız ve Gününüz Güzel HIZIR Nebi,Ricaül Gayb erenleri yoldaşınız olsun…