Bu elalem tam olarak kimdir? Kaç kişidir? Nerede yaşar ki hep bizi gözler? Ne yer, ne içer? Dedikodu ile mi beslenir? Neden hep olumsuz konuşur? Nasıl böyle organize şekilde hep aynı şeyi düşünür? Neden insanların hayatına müdahale eder? Niye destek değil köstek olur? Farklılığı niye sevmez?
Yoksa bu elalem, aslında pek var olmayan yetişkinlerin etrafını kontrol mekanizması mıdır?
Burdaki en büyük çelişki şu: elalem eğer çevremizdeki insanlarsa ‘’bizi anlamayan ve bizim davranışımızın altında başka şeyler arayan’’ bunu ifade eden kişileri çevremizde tutmanın yararı nedir? Kimse çevresinde bu tarz insanlarla yaşamak istemez, değil mi? Peki o zaman bu insanlar bir şey diyecek diye hayatımızı onlara göre şekillendirmek niye?
Diğer taraftan, eğer elalem sevgisini ilgisini kaybetmek istemediğimiz çevremizse, bize destek yerine neden köstek olsun? Neden davranışın altında farklı niyetler arasın bulsun ve bize yansıtsın? Eğer sağlıklı bir ilişkimiz varsa, bu ‘’elalem’’ kötü bir şey söylemez. Empati ve şefkatle yaklaşabilir.
Ayrıca, eğer elalem dediğimiz kişiler pek de anlayışlı olmayan ve hayatımızla ilgili söz hakkı olduğunu sanan kişilerse, dünyanın en iyi davranış, en büyük buluşu, en olumlu söyleseniz de diyecek olumsuz bir şey bulabilirler.
İnsanların sizin hakkınızdaki düşüncelerini veya size nasıl davranacaklarını kontrol edemezsiniz. Öğrendiğimiz en büyük yanılgılardan biri budur. Elalem Ne Der’cilik de bu kontrol mekanizmasının var olduğu düşüncesinden kaynaklanır. Sadece ve sadece sınırınızı çizebilir, söyleyebilirsiniz. O sınıra uymak/uymamak, ona göre davranıp/davranmamak karşımızdaki kişinin kararıdır.
Elalem ne der’e göre hareket ettiğimiz sürece etik, doğru, yanlış değerlerimiz gibi bizi biz yapan bir sürü şey konusunda pusulamız şaşar. Empati yapmayı değil, baskı yapmayı öğreniriz.
Herkese huzur dolu günler