Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Bursa’da gençlerle buluştuğu programda açıklamalarda bulundu. Seçim için ’14 Mayıs’ mesajı veren Erdoğan, “10 Mart’ta biz bu (seçim) yetkimizi kullanacağız ve ondan sonra 60 gün süre var, süreyi de YSK değerlendirecek” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Bursa’da gençlerle “İlk Oyum AK Parti’ye, İlk Oyum Erdoğan’a” programına katıldı. Erdoğan, “14 Mayıs’ta yapılacak seçimlerde ilk defa oy kullanacak siz gençlerimizle yol arkadaşlığı yapmamızı nasip eden Rabbime hamdediyorum” dedi. Erdoğan, seçim için 10 Mart’ta Cumhurbaşkanlığı yetkisini kullanacağını, ardından 60 günlük sürenin işleyeceğini ve YSK’nın devreye gireceğini söyledi.
6’lı Masa’yı eleştiren Erdoğan, “Şimdi kendilerine ‘Gel‘ deyince gelecek, ‘Sus‘ deyince susacak, ‘Konuş’ deyince konuşacak kukla bir aday arıyorlar. Bulamıyorlar. Dertleri, milletimizin namusu olarak gördüğü oylarla ülkeyi yönetecek sizlerin geleceğini inşa edecek bir cumhurbaşkanı çıkarmak, milletvekili seçmek değil. Bunların tek dertleri, her biri diğerinden hazzetmeyen, sayısının 6 mı, 10 mu olduğunu bilemediğimiz masa ortaklarının çıkarlarına göre hareket edecek bir isim bulmaktır” ifadelerini kullandı.
“10 MART’TA YETKİMİZİ KULLANACAĞIZ”
Gençlerin sorularına yanıt veren Erdoğan seçim tarihi için, “Birileri burada hedef saptırmaya gayret ediyor. Bu erken seçim değil, seçimi öne almak. Bir diğer adım olarak da biz aslında bir güncelleme yaptık. Devlet Bey ile bu görüşmelerimizi yaparak dedik ki, zaman kaybına tahammül yok, bunun için incelemeler yaptık, herkesin yaz tatili ile ilgili durumları tutun, Karadeniz’de çaydı, fındıktı, bunları tutun, bütün değerlendirmeleri yaparak herhangi sıkıntıya KPSS vs. tüm bu ayrıntıları masaya yatırdık ve adımı da buna göre atalım dedik. Öğrencilerimizin durumları çok önemli. Bu adımı da atarak kararı buna göre verdik. Resmi olarak Cumhurbaşkanının yetkisi var, o da 10 Mart. 10 Mart’ta biz bu yetkimizi kullanacağız ve ondan sonra 60 gün süre var, süreyi de YSK değerlendirecek. Biz kararımızı inşallah mart ayının 10’unda açıklayacağız” dedi.
Erdoğan’ın açıklamaları:
Bursa’daki açılış törenimiz, aldığımız resmi rakamlarla, 120 bin kişiyi buldu. Bu bir şeyi gösteriyor. Allah’ın izniyle, inşallah mayıs bir başka olacak. Bu bahar bir başka bahar olacak. Ben şimdi buradan tüm gençlere, tüm genç yüreklere selamlarımı gönderiyorum.
SEÇİM İÇİN 14 MAYIS MESAJI
14 Mayıs’ta yapılacak seçimlerde ilk defa oy kullanacak siz gençlerimizle yol arkadaşlığı yapmamızı nasip eden Rabbime hamdediyorum. Sizlerin sayesinde aradan 40 yılı aşkın vakit geçmiş olsa da geçmiş dönemki heyecanı hatırlatıyor, aynı heyecanı yaşıyoruz.
Biz buraya merdivenleri basamak basamak çıkarak geldik. Bunların bir kısmı kasetle geldi, bir kısmı farklı yerde siparişle geldi. Biz meydanlardan gümbür gümbür eserek geldik.
6’LI MASA’YA: “KUKLA ADAY ARIYORLAR, BULAMIYORLAR”
Ülkemizde çok partili siyasi hayata geçildiğinde kadınlarımız ve gençlerimiz başta olmak üzere tüm vatandaşlarımız ‘Oy namustur.’ dediler. Siyasi iradelerine, sandığa canları pahasına sahip çıkmışlardı. Bugün olduğu gibi o dönemde de insanımızı ‘Gel’ deyince gelecek, ‘Git’ deyince gidecek, ‘Şuraya oy ver’ deyince verecek güruh olarak gören çarpık bir zihniyet vardı. Tek parti, faşizmi, artı bu zihniyet, aday olarak milletin karşısına çıkardığı kendi mensuplarına bile aynı muameleyi göstermekten çekinmediler. Şimdi kendilerine ‘Gel’ deyince gelecek, ‘Sus’ deyince susacak, ‘Konuş’ deyince konuşacak kukla bir aday arıyorlar. Bulamıyorlar. Dertleri, milletimizin namusu olarak gördüğü oylarla ülkeyi yönetecek sizlerin geleceğini inşa edecek bir cumhurbaşkanı çıkarmak, milletvekili seçmek değil. Bunların tek dertleri, her biri diğerinden hazzetmeyen, sayısının 6 mı, 10 mu olduğunu bilemediğimiz masa ortaklarının çıkarlarına göre hareket edecek bir isim bulmaktır. Altılı masa denilen ucube yapının gıdası, eski Türkiye’nin milletimiz için zulüm, birileri için ayrıcalık aracı olan yoksulluğudur, yoksunluğudur.
“‘YETER, SÖZ DE KARAR DA GELECEK DE MİLLETİNDİR’ DİYORUZ”
Biz 20 önce ülkemizi yönetme sorumluluğunu üstlendiğimizde tıpkı rahmetli Menderes’in, 73 yıl önce yaptığı gibi ‘yeter’ dedik. Gençler, milli iradeyi hiçe sayan vesayete ‘yeter’ dedik. Hak ve özgürlükleri ayaklar altına alan zulüm düzenine ‘yeter’ dedik. Milletimizi geri kalmışlık prangasına mahkum eden çarpıklığa ‘yeter’ dedik. İtilmişliğe, kakılmışlığa, milli onurumuzun örselenmesine ‘yeter’ dedik. Terör örgütlerine, onların iplerini ellerinde tutanlara, dökülen kanlara, yaşatılan acılara ‘yeter’ dedik. Darbecilere, onları üzerimize salan küresel emperyalistlere ‘yeter‘ dedik. Maruz kaldığımız her saldırının sinsi refakatçileri olan siyasi ve ekonomik tetikçilere ‘yeter’ dedik. Evet, bu ülkeye ve bu halka zulmeden kim varsa hepsine de rahmetli Menderes gibi ‘Yeter, söz milletindir.’ dedik. Fakat biz bunlarla yetinmedik. ‘Yeter, söz de karar da milletindir.’ diye ilave ettik. Şimdi de yaklaşık üç çeyrek asır sonra tekrar ‘Yeter, söz de karar da gelecek de milletindir.’ diyoruz.
Bursa’dan başlayarak dalga dalga 81 vilayetimize, oradan dünyanın dört bir yanındaki her bir vatandaşımıza ulaşarak ülkemizin ve milletimizin geleceği için hiçbir vaatleri, hiçbir programları, hiçbir vizyonları olmayanlara ne diyeceğiz? O kadar, ‘yeter’ diyeceğiz. Kapısına gitmedik, eser ve hizmetlerimizi anlatmadık, Türkiye Yüzyılı vizyonumuzu paylaşmadık kimse bırakmayacağız. Gençler, hedefimiz gönlünü kazanmak suretiyle 85 milyonun her bir ferdine, doğruya doğru dedirtmektir. Meydanlarda bize verilen her desteğin, sandıkta bize verilen her oyun, Türkiye Yüzyılı’nın inşasına yapılan bir katkı, bu kutlu yola döşenmiş bir tuğla olduğunu asla unutmayacağız.
Gençleri AK Parti’ye yakıştıramayan, daha doğrusu gençlerin AK Parti ile birlikte yol yürümesini hazmedemeyen bir kesim, bu gerçeği bir türlü kabul etmek istemiyor. Halbuki biz sadece son 2 senede gençlerimizde 36. buluşmamızı yapıyoruz. TEKNOFEST’lerden, çeşitli kurumlarımızın gençlik programlarına kadar daha pek çok vesileyle de gençlerimizle bir araya geliyoruz. Sevgili gençler, bırakın ülkenin dört bir yanında gençlerle kucaklaşmayı, belki aynı dönemde kendi çocuklarıyla 36 defa bir araya gelmemiş olanlar, bizi gençlerden uzak kalmakla itham ediyor.
“BİZ GELİYORUZ, BİR KURUŞ ALAMAYACAKSINIZ DERLER, YAHU GELEMEYECEKSİNİZ”
Gerçi bunların her işi böyle. Üniversite açarız, okul yaparız, kitap dağıtırız, yurt inşa ederiz, kredi, burs veririz hepsine karşı çıkarlar, hepsine çamur atarlar. Hastane yaparız, sağlık personeli yetiştiririz, hizmetin en iyisini veririz sadece karşı çıkarlar, sadece engel olmaya çalışırlar. Terörle mücadele ederiz, sınır ötesi harekatlar yaparız, dünyanın dört bir yanında destanlar yazarız sadece mecliste takoz koyarlar, tezkerelere ret oyu verirler. Hakim, savcı alırız, adalet teşkilatımızı güçlendiririz sadece mırın kırın ederler. Kara yolu yaparız, havalimanı yaparız, demir yolu yaparız, uzaya uydu göndeririz, sadece geliştirdiğimiz işbirliği modellerine, projeleri yapan firmalara saldırırlar. Ne derler? ‘Bak biz geliyoruz, bir kuruş alamayacaksınız.’ Yahu gelemeyeceksiniz be gelemeyeceksiniz. Baraj yaparız, yerli ve yenilenebilir enerji tesisleri kurarız, nükleer güç santrali inşa ederiz sadece işlemleri iptal etmek için mahkeme, mahkeme dolaşırlar. Konut yaparız, millet bahçesi yaparız, millet kütüphanesi yaparız, ağaç dikeriz, sadece eleştirirler, sadece engel çıkartırlar.