Her geçen gün dünya savaşa bir adım daha yaklaşıyor, Dünya yaşam kaynaklarının azaldığından şikayet eden Küresel elitler hem silah satıyor hem ilaç yani çeşme onlara ve yandaşlarına akıyor. Maalesef Bugün böyle bir yazı kaleme almak istemezdim ama çocukların öldüğü bir dünya olmaz olsun.
Hangi dinden olursanız olun, Hangi millet dil din ırk gözetmeksizin çocuklar masumdur.
Hastane bombalanması bir insanlık suçudur.
Tabi malum medya İsrail yaptı diyorsa da İsrail kabul etmedi. Hatta Hamas yaptı diye haberler bile gördüm. Ölen çocukların acısını hiç bir bahane geri getiremez.
Çocukların öldürülmesinin hiç bir bahanesi olamaz. Ancak bu kumpası kuran İngilizden başkası olamaz. Abd’yi Pasifik’ten uzak tutabilmek adına Hamas’ı, İran’ı, Ortadoğu’daki ve ülkemizdeki hücrelerini kullanarak İsrail’in üzerine saldılar. Abd koşulsuz desteğe gideceği açıktı. Çin İngiltere Ortak çıkarları bozulmaması adına böyle bir savaş gerekiyordu. Nasıl ki Türkiye’de ki seçimlere dahi müdahele ediyorsalar, dünya siyasetine yön verenler buna da karar verenlerdir.
Karabağ’da Türklere yardım etmenin intikamı bir şekilde alınacaktır. Dünya kamoyunda suçlu düşürülmek bunun ilk şartıdır. Ülkemizde ki siyasal islamcıları fonlayanlar kendi çıkarları için çocukta katlettirir yaşlı insanlarıda yakarlar. Mankurt olmuş bir toplumu kimse uyandıramaz. Yani İsrail’i öcü gibi görenler arkada ki yansımaya dikkat etmezler, Kral ilk cinayetin işlenmesine sebeb olmuş ve Çocukların ölümüne sessiz kalmıştır.
Arap dünyası kınamaktan başka bir şey yapmıyor. Türkiye teskere tartışmaları ile meşkul olur iken, Mehmetçik Gazze’ye diyenler nedense kendileri gitmeyi düşünmüyorlar, Çeçenistan, Afganistan gibi ülkelere giden gönüllü mücahitler nedense Hekimoğlu İsmail’in dediği gibi paranın tadını alınca Filistin’e Türk askerini gönderme gayretine düştüler…
İslam dünyasının liderliğine Türkiye’yi layık görenler, Yemen çöllerinde şehit olan dedelerimizi düşünmüyor mu?
Seydibeşir Esir kamplarında gözleri kör edilen Mehmetçiği hiç mi okumadılar, duymadılar…
SEYDİBEŞİR OLAYI
Hicaz-Yemen Cephesi’nde 1918 yılında esir düşen 16. Tümenin 48. Alayındaki Osmanlı askerlerine karşı Seydibeşir Kampı’nda İngilizler tarafından gerçekleştirilen eylemdir. İçine bol miktarda krizol maddesi eklenmiş su dolu kazanlara mikrop kırma bahanesiyle sokulan 15.000 Osmanlı askeri kör edilmiştir.
Orta doğu yüz yıllardır kaynayan bir kazan gibi iken Çin Tayvan gerginliği ardından Ukrayna derken Orta Doğu’da bir savaş kimin işine yaradığına bakmak gerekli demiştik.
Türkiye’nin olaya yaklaşımı ve tutumu önemlidir. Türkiye’de her vilayette gösteriler yapılması ve Cumhurbaşkanımızın arabuluculuk yapması gerektiği yerde kınaması dış politika da Hakan Fidan’ın etkin olduğunu göstermektedir. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan : “Türkiye olarak Filistinli kardeşlerimizin yaşadığı büyük acıları yüreğimizde hissediyoruz.
Çoğu çocuk ve masum sivillerden oluşan binlerce şehidimize duyduğumuz saygının bir gereği olarak ülkemizde 3 günlük milli yas ilan edilmiştir” dedi.
Tekrar Çocukların öldürüldüğü bir dünya asla masum değildir diyorum.
SAVAŞA HAYIR!!!
ORHANGAZİ GÜNDEMİ
İlçemizde takip ettiğimiz gündemde pek değişiklik görmediğimizi ifade ederken genç muhtar adayı Sebahattin Soyaslan’ı cesur kararından dolayı tebrik ediyorum. Genç ve sevilen bir siması Olan Sebahattin Soyaslan Arapzade mahallesinin sevilen ve tanınan bir simasıdır. Genç dinamik ve girgin olması, yanında Orhangazi’nin tanınmış ailesinden olması ile gelecek vaad eden kişiliğidir. Arapzade mahallesinin sorunlarına çözüm sunacak yapısı ile dikkat çekmektedir.
Arapzade mahallesinin bir çok sorunu olmasına rağmen muhtarlıktan dışarı çıkmayan mahallenin sorunlarına kulak tıkayan mevcut muhtar mahallenin sorunlarına kulak tıkamaktadır. Arapzade mahallesi Orhangazi’nin en büyük mahallesidir. Toki 4. Etap dahi bu muhtarlığa bağlıdır. Mevcut muhtar mahallenin hiç bir derdi ile ilginemedi. İlgilenmedi. Bundan mütevellit genç simalara ihtiyaç var, sadece muhtarlık değil her alanda gençlerin önünün açılması gerektiğini düşünüyorum. Halen Belediye başkanlığına adayların çıkmaması ise gerçekten tuhaftır. Seçime yerel yönetimlerin kendi adaylarını belirlemeleri ve seçmeni ikna etmeleri gerekirken partiler sessiz. Halkın nabzını tutmak için Lider gazetesi röportajlar yapıyor, ancak halk 20 sene önce düşünülüp vazgeçilen huzur evini istiyor, Ailesini alıp rahatça oturup gezebileceği alanlar istiyor, iş alanları, avm, hepsinden ziyade huzur istiyor.
Burdan Belediye seçimlerinde aday alacak kişilere duyrulur…
KARADENİZ GEZİMDEN NOTLAR
16 Ekim sabahı Orhangazi’den yola çıkarak karayolu ile Trabzon Maçka’ya vardık. Şahsen beni etkileyen seyahatlerden biriydi. Dedelerimin geldiği Artvin’i günü birlikte olsa görmek çok güzeldi. Atalarımın yaşadığı topraklar beni kâh hüzünlendirdi. Kâh gururlandırdı. Artvin merkez resmen bir şantiye durumunda ancak Türkiye’nin en büyük barajı olması hasebiyle gururlandırıcı idi. Dönüşte Borçka Karagöl’ü de görelim diyen arkadaşlar ile Maçahel Camili vadisinden Karagöl’e de uğradık. Bir doğa harikası resmen yalancı cennet mutlaka görmelisiniz. Trabzon Maçka’da Hamsi köy’ü mutlaka görmelisiniz. Suyu havası hastayı iyileştirir. Yaz ve kış Turizminin parlayan Yıldız’ı özellikle Ayaz apartta ki hizmetten çok memnun kaldım. İşletmecisi Fatih Erdoğan’ın güler yüzlü titiz çalışanları ile dikkatimi çekti.
Hiç pişman olmazsınız. Sonrasında Sümela Manastırını mutlaka görmelisiniz. İnanç Turizminin yoğun olduğu ülkemizde mutlaka görülmesi gereken bir yer. Artvin Yolunda Kemalpaşa ilçesine de uğradım. Bavul ticaretinin canlı olduğu ilçede Gürcülerin alışverişine şahit oldum. Paramızın değersizliğini orda gördüm. 1 Lari 10 ₺ sı olması ülkemizin ekonomisinin halini ortaya koymaktaydı. Beni en çok duygulandıran anlardan biriside Trabzon Ayasofya Camii oldu. Fatih Sultan Mehmet’in fethinin en büyük sembolü ve Kılıç hakkı olan yapıyı görmek çok duyguladırdı. Fatih Sultan Mehmet hayranı olarak bir kez daha Büyük Komutan Fatih’e Rahmet olsun. Doğu Roma ve Batı Romanın İmparatoruna Selâm olsun.
Haftaya yepyeni konular ile buluşana dek esen kalın.
İlhan Erdem