Orhangazi ilçemizde yıllardan beri süre gelen meslekler bir bir kaybolmaya yüz tuttu. Eskinin kültürü esnaflık anlayışı adabı hiç bir şey kalmadı. Her geçen gün bir meslek yok olmayla karşı karşıya sanayi 1. devriminden sonra 4. Sanayi devriminin eşiğinde küçük esnaf yok oldu gitti.
Kaybolan meslekler o kadar çok ki hepsini buraya yazacak olsak gazeteyi işgal etmiş olacağız. Ben bir kaç meslekten bahsetmek istiyorum.
SEPETÇİLİK; Fındıklı köyünde Tahsin Duri amcamız vardı. Herkes onu kendi çapında hünerleri ile tanırdı. Bahar mevsiminde fındık bahçelerinde fındık fidelerinin içinde zayıfları ayıklanır, bu zayıf fidelerden Tahsin amcamız sepet,bizim köyde godori dediğimiz sırta kolardan takılan küfe benzeri sepetler örerdi. Küfe yapardı. Yayın ayranı için yayıklar yapar satardı. Elinden her iş gelirdi.
Dağlarda su başlarında durur,Uçan arıları su içerken yakalar,renkli bir ip bağlar ayagina ve kovana kadar arıyı takip eder. Elinde bazen arı kovanı,bazende bal kovaları ile gelirdi. Karakovan yapar kara kovan balına doyum olmazdı. Onun bu becerisi onun vefatından sonra unutuldu. Şimdilerde Karadenizlilerden hazır alınıyor. Narlıca köyünde sipariş üzerine yapılmaya devam ettiğini dün öğrendim.
Bu vesile ile Tahsin Duri amcamızın ruhu şâd olsun. Nur içinde yatsın.
SEMERCİLİK; Benim yetiştiğim mesleklerden biridir. Çocukluğumda üç semerci vardı. Biri Yalova Akköy’den gelirdi. Diğer ikisi Orhangazi’li idi. Orhangazi’den olanların ikisinin adıda aynı idi. Mehmet Ali abi. Çalı köylü Hüseyin usta ile Oğlu Mehmet Ali usta bayrağı hiç bırakmadılar. Hüseyin usta rahmetli olunca oğlu mesleği halen devam ettirmekte. İş bankası aralığından girince solda ilk pasajda mesleğini icra etmekte. Diğer Mehmet Ali abi mesleği bıraktı. Çırak bile bulunamadığından şikayet ediyor esnaflar.
Köylerde yeni at alındığında hemen ölçü verilir. Yeni bir semer yaptırılır. Atın rahat hareket etmesi sağlanır. Böylelikle hemde semercilik mesleği yürür giderdi. Ancak artık yok olmak ile karşı karşıya.
BUZCULUK; Dedemin bir dönem yaptığı mesleklerden biridir. Kar yağdığı zaman onunda seçimi yapılırmış,ilk kar gömülmezmiş,ikinci üçüncü kar yağdığı zaman kar kuyularına önce mazgallar dizilir,üzerine naylonlar,haran dedigimiz bez çuvallar dizilip,sırası ile karlar gömülür,temiz çizmeler,ayaklar ile karlar çignenip sıkıştırma işleri bitince naylon ve çuvallar kapanır üzerine gazel dediğimiz kuru yapraklar ve en son toprak atarak kapanırmış. Yaz aylarında sıcaklar başlayınca Yalova, İstanbul,Bursa gibi şehir merkezlerine geceden atlar ile götürülüp dondurmacılara şerbetçilere satılırmış. Çok meşakatli bir işmiş. Osmanlı dönemi Osmanlı sarayının Buzları Bursa Uludağ’dan kesilip götürüldüğü dergi ve gazetelerde yayınlanmıstı.
TÜTÜNCÜLÜK; Cumhuriyet dönemi başlarından yakın tarihimize kadar süren Tütüncülük ilçemizde yoğun şekilde yapıldığının kanıtı ilçemizde yıkılan Tütün deposundan anlıyoruz. Şimdi ki Ali Tekin okulunun yeni yapılan kısmında son zamana kadar ayakta kalan Tütün deposu ve tekel binası vardı. Köylerimizde ekilen dikilen Tütünlerin festivali yapılırmış, Bursa Nilüfer Antika pazarında 1983 yılı tarihli sigara paketini kendi koleksiyonuma kattım. Daha evvel İznik ve Gemlik sigara paketlerini bulduğumda bile bu kadar sevinmemiştim. Şimdilerde ise maalesef genel itibari ile yabancı tütün mamulleri tüketir hale geldik. Eski festivallerden kala kala Çilek, Zeytin ve Turşu kaldı. Oysa ki Üzüm bağlarımız varmış. Hatta her ürünün bankası varmış. Bursa’mızda Tütün Ekim dikimi şuan sadece İnegöl’ün Çavuşköyünde yapıldığını biliyoruz. Her sene hasadı yapılan bu meslekte yok olma eşiğindedir.
KOZACILIK; Kozacılık mesleğini son icra edenlerden Sami Kırpız abimizden dinlemiştim. İlçemiz gazetelerinde ve Bursa yaşam Dergisinde yayımlanan yazısını bulabilirsiniz. İpek Böcegi kozacılığıda meşakatli bir iştir. Bursa’da Koza handa toplanan ipek kozalarının ünü dünyanın dört bir yanından duyulmuştur.
NALBANTLIK;Nalbanta genelde uslu durmayan atlar götürülür atların ayakları nallanırdı. Biz kendimiz köyde atlarımızı kendimiz nallardık. Bazen ise yarış atları ve saldırgan atları Nalbanta götürürdük. Doksanlı yılların sonunda bu meslekte yok oldu desek yalan olmaz.
KALAYCILIK; Kalaycılık çok azalsada nadiren görülen bir meslek olarak halen devam etmekte, Avrupalı insanlar gıda zehirlenmesinden vefat ederken özellikle domates çabuk bozulan bir gıda olması ve kalaysız kapların bakteri barındırması zehirlenmelere yol açtığı bilinmektedir. Osmanlı ve Türklerde ise bu meslek bilindiğinden kaplar sık sık kalaylanır ve hijyene dikkat edilirmiş. Ancak teknolojinin gelişmesi ve çelik tencerelerin çıkması ile bakır kaplar raflarda ve Antikacılarda sergilenir olmasıyla bu meslekte yok olma eşiğindedir.
BOZACILAR; Boza darı, mısır veya bulgurla hazırlanabilen geleneksel bir Türk içeceğidir.
Başka hiçbir içeceğe benzemeyen bozanın tadı enfestir. Osmanlı döneminde sıkça tüketilen boza “Bozahane” adı verilen yerlerde üretilirken sonrasında Ortadoğu, Orta Asya, Balkan ve Afrika ülkelerinde de üretilmeye başladı.
Evliya Çelebi, seyahatnamesinde 17. yüzyıl ortalarında İstanbul’da 300’den fazla bozacı dükkânının bulunduğundan, bu dükkânlarda 1100 kadar bozacının çalıştığından bahsediyor. Geçmişte boza, içine pekmez, tarçın, karanfil, zencefil ve hindistan cevizi eklenerek içilirken, günümüzde çoğunlukla tarçın ve sarı leblebiyle tüketiliyor. Doksanlı yıllarda geceleri sokaklarda bozacılar gezer boza satardı. Hatta annem bizi bozacı ile korkuturdu. Derslerinizi erkenden bitirin ve uyuyun yoksa sizi bozacıya veririm diyerek. Bizde ne olduğunu bilmediğimizden dediklerini yapardık. Bu mesleğin en iyi temsilcisi İstanbul Vefa bozacısı olarak marketlerde hazır şişelenmiş şekilde devam etmekte…
GAZETECİLİK; İlçemizde gazetecilik halen belli başlı sorunlar ile devam etmekte isede dijital çağa ayak uydurmaya çalışıyor. İlçemizde ilk kurulan gazeteler Hedef,Yeni Orhangazi gibi gazeteleri kuran Özden Metin beydir. Şuan hali Hazırda Devam eden Yeni Gün,Üçüncü göz,Güncel,On Eylül Tuna ve Lider gazetesi devam etmektedir.
İmtiyaz sahibimiz Fatih Mısır beyin özverili çalışmaları ve ekipçe Lider gazetesi adında olduğu gibi liderliği yapmaktadır. Siz değerli okurlarımızın desteği ile yolumuza devam etmekteyiz.
Bu bağlamda bazı meslekleri yazmaya çalıştım.Sürçü lisan etti isek affola
Bu vesile ile Kadir gecenizi tebrik eder Memleketimize hayırlar getirmesini temenni ederim.
İlhan Erdem