Ziya Kaya ismini ufak yaşımdan beri duyardım. Kim olduğunu bilmezdim. Yaşımız ilerledikçe yavaş yavaş öğrenmeye başladım. Nitelikli bilgi bulmak zor idi. Tarih anlayışımızı hep başkaları belirlediği için Türk insanı tarih bakışı nasıl olmalı diye tartıştık durduk yıllarca…
Halen tarihe ideolojik pencereden bakan fosiller aramızda dolaşmaktadır. İnsana insan diye değer veren Doktor Ziya Kaya 1891 yılında Umurbey’de doğdu. İlk ve ortaöğrenimini Umurbey, Gemlik ve Bursa’da tamamladıktan sonra İstanbul’da Tıbbiye Mektebini (Tıp Fakültesi) bitirdi (1912)
Balkan Savaşlarına katıldı. Çanakkale savaşında görev yaptı. Milli Mücadele’ye katıldı.
İlk görev yeri olan Orhangazi’de hükümet tabibliği yapan Ziya bey gariban köylülere cebinden ilaç parası verir, İlaç alır, Köylüyle köylü. İşçiyle işçi olur.
Halk kendisini çok sever, Gemlik Chp’den Belediye Başkanı seçilir, Taa ki Dönemin Mason içişleri bakanı Şükrü Kaya Gemlik’ten yer alana kadar, çünkü Şükrü Kaya arazisini devamlı büyütme gayreti gütmeye başlar, yerini satmak istemeyenlere baskı yapar.
Durumu Ziya beye şikayet eden arazi sahiplerine Ziya bey siz müsterih olun, Ben Gazi paşa ile görüşür durumu izah ederim der.
Heyhaaat Ziya bey Ankara’ya gider ama Gazi paşanın yüzünü dahi göremez. Üzgün şekilde Gemlik’e döner. İçişleri bakanını şikayete gidersin he, Üç sefer seçimi kazandığı halde Mazbata verilmez, Sınırsız baskılar sonucu ağlayarak partisinden istifa eder…
Aktif siyaseti bırakır, Bursa devlet Hastanesinde baş hekimlik yapar. İnsanlara hizmet verir, şair olması hasebiyle çeşitli edebiyat dergilerinde şiirleri yayınlanır şahsen benim en sevdiği şiiri “Deccal”dır. Atatürk’e yazdığı bu şiirde Hitleri eleştirir. Beni derinden etkileyen bu şiiri yazımın sonunda yazacağım.
Çok partili döneme geçiş sürecinde Celal Bayar’ın partimizden belediye reisi olurmusun teklifine sıcak bakan Ziya bey ilk seçimde tulum çıkarır, belediye başkanı seçilir, yaşanan olaylar Türk demokrasi tarihine ibretlik hadiseler olarak geçer…
Adnan Menderes’in Yassı adaya giden sürecinde siyasete giridiğine pişmanlıklar yaşayan Ziya bey “Demokrasi olsun, adalet olsun istemiştim” Diye serzenişte bulunur.
İlçemizin böyle doktorlar görmesi bizim için bir bahtiyarlık olduğu gibi günümüzde Orhangazi Hastanesinin durumu halkınızı ve bizleri derin derin düşündürmekte, Şahsen kendimde Hastanede tedavi gören biri olarak iyi doktorların özele gidişlerini ibretle görmekteyim. Geçtiğimiz haftalarda Başhekimin basın toplantısında söylediği sözleri bütün Orhangazililer gibi bende okudum. Madem öyle kaliteli hizmet var neden millet başka hastahanelere gidiyor? Biraz çarşı pazar gezen biri hastanenin durumunu bilir, Uzman doktor yok, Sıra alınamıyor gelmişler millete seçim üzeri masal anlatıyorlar. Ankara’dan Torpilli Doktorların varlığını sağır sultan duydu. Bilenler biliyor, Hastaları azarlıyan, kovan bu kişiler doktor ise ben Ordinaryusum.
Kaç kişi geldi, kaç başhekim değişti ama mâlum doktor hiç bir yere tayin dahi edilmedi. Ankara’da dayın olunca böyle oluyor demek ki!
Sahi bu hastane personeli olarak çalışanlar dışarı kurumsal bilgileri vermeleri ne kadar etik? Başhekim önce emri altında ki personele sahip çıksın. Sonra doğru dürüst hizmet sağlasın. Sırf kariyerinin basamak taşlarını döşemek için yatırım yapmasın. Kimse aklını peynir ekmek ile yemedi. Herkes neyin ne olduğunu görüyor, biliyor.
Ziya bey gibi kaç doktor var acaba? Ülkemizden doktorlar bir bir kaçar iken sağlık sisteminin içinde bulunduğu koşullar ne kadar yeterli? Özel hastaneye sevkediyor Devlet Hastanesi, Kendi annemi Devlet Hastanesi Özel hastaneye sevketti. Anjiyo özelde oldu, neden acaba? Gelen vatandaş Devlet Hastanesinde tedavi olamıyor, özele sevk ediliyor, Özel hastane devletten daha mı güçlü? Aklımda deli deli sorular! Geçen hafta Basını yazdık bu hafta sağlıkçıları, hakkını vereyim,;Korona dönemi canla başla çalışan sağlıkçılarımıza bir ömür minnettarım. Kendimde hastanede tedavi gördüm. Haklarını yiyemem ama mevcut başhekim o dönem yoktu.
Takdir Orhangazili hemşehrilerimindir.
Yazıma Dr. Ziya Kaya beyin şiiri ile son veriyorum.
Dr. Ziya Kaya’nın A. Hitler için yazdığı bir şiir:
DECCAL
Bir yalancı peygamberdi o
Bavyera dağlarından inmiş
Ve dünyayı iki milyar ayaklı eşşek yapıp
Üstüne binmiş
Çıngıraklı ejderdi o…
Emelleri bizide faşist yapmaktı oysaki biz,
Hürriyet uğruna taçlarmı parçalamadık,
Saltanatlarmı parçalamadık?
Biz ki sınıf imtiyaz tanımayan,
İşçiyle işçi, çiftçiyle çiftçi
Ve halen, etnik müzede misafireten mukim ATATÜRK’ün çıraklarıydık
Kanarmıydık o masallara, o martavallara ?
(1946)
Kaynak: Bursa Yazıları Avukat Ali Aksoy
Bursa Kültür Sanat Ve Turizm Vakfı
Gününüz güzel Hızır Yoldaşınız olsun…