Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya

İlhan Erdem Yazdı… ”Selâm Sana Sebahattin Ali”

Bugün size Sebahattin Ali’nin

Bugün size Sebahattin Ali’nin Orhangazi maceralarından bahsedeceğim. Hayatı hep mücadele ile geçmiş inandığını yaşamaya çalışmış saygıyı hakeden bir edebiyatçımız.

Zorluklar ile geçen hayatında bunaldığı dönemlerde Orhangazi’ye uğrayan Sebahattin Ali’nin Orhangazi’ye bıraktığı izleri Orhangazi’de bugünde görebilirsiniz.

Hatta Halen hali hazırda Sebahattin Ali tanıyan beraber vakit geçirdiği dostları mevcuttur. Hayatından etkilenenlerden biride Rahmetli Ali Aksoy abimizin babasıdır. Bir oğluna Sebahattin bir Oğluna Ali ismini vermiştir. Orhangazi’de eskiden Canbazlar kahvesinin üzerinde bir otel varmış. Sebahattin Ali Orhangazi’ye gelince bu otelde kalmış. Bugün ise ne otel kaldı,ne de Canbazlar kahvesi eski Orhangazi’den eser yok. Sebahattin Ali’nin hızlı hayatını herkes bilir okumuştur. Bugün daha çok Orhangazi günlerini yazacağım.

Çok eski bir baskıdan okuduğum Selâm hikayesi Orhangazi’de geçmektedir. Maddi zorluklar ile gelirken Yalova’da otostop çektigi kamyoncu terminalde bırakır. Canbazlar kahvesi üzerinde ki otele güç bela yerleşir. Hedefi İzmir’dir ancak bir kaç gün Orhangazi’de ki dostlarını ziyaret eder.

Orhangazi’nin devrimci çocuklarının geçmişi Makedonya dağlarından başlayıp,Selanik’e İttihat ve Terakki’den Sebahattin Ali ve Nazım Hikmet’lere kadar dayanır. Aynı zamanda millidirler. Cumhuriyet değerlerine bağlı ve vatana millete sevdalıdırlar. Birileri gibi etnik kimlikçilik yapmazlar, sigarasını paylaşır,ekmeğini bölüşür. Köylü ile köylü, İşçi ile işçidir. Sebahattin Ali böyle bir ortamda Yaşamış ve mücadelesine devam etmiştir. Efkârlı gecelerin sigarasını Orhangazi’den tedarik edermiş. Göl çevresinde gezer, efkâr dağıtırken Kuyucaklı Yusuf ve Selâm hikâyesi yazıldı.

Vefatının 75. Yılında Türk edebiyatının en nadir kalemini saygıyla anıyorum. Ruhu şâd olsun.

Hikayenin başındaki güzel şarkının sözleri ile bu faslı kapıyorum. Bu yazının uzun versiyonu edebiyat defteri sitesinde bu toprağın  sesi sayfasında bulabilirsiniz.

“Kirpiğine sürme çek kına yak parmağına

Bu yıl yaşın girecek kız gelinlik çağına

Anlatıyor duruşum ben sana vurulmuşum

Ko düşsün gönül kuşum saçlarının ağına”

Eserin künyesi

Beste: Refik Fersan

Güfte: Fâruk Nâfiz Çamlıbel

Makam: Nikrîz makamı

Usûl: Oynak usûlü

Pazartesi 1 Mayıs işçi Bayramı, Çarşamba 3 Mayıs Türkçüler günü ayın 6’sında ise Hıdırellez bahar bayramı bu vesile ile İşçi kardeşlerimin İşçi bayramını kutlarken 3 Mayıs 1944’te tabukluklarda Mücadele veren Türk Milliyetçilerinin 3 Mayıs Türkçüler günü kutlu olsun. Son söz olarak gelenek ve ananelerimizin yasatılmasını bir vazife addediyor ve Hıdırellez şenliklerine gereken desteği bekliyoruz. Gerek sivil toplum kuruluşları gerekse resmi mercilerden ekonomik şartlar altında ezilen köylülere destek çıkmanızı bekliyoruz.

Bir şiir ile yazıma son veriyorum.

KANLI MAYIS ÇİÇEKLERİ

Dağlarda açtı Mayıs çiçekleri

Baharda sehpaya yürüdü kimileri

Tabutluklarda,işkencede gülümsedi

Atsızlar,Toganlar,Noyanlar dedi

Tırnaklar söküldü, elektrikler verildi

Mahirler,denizler,Hüseyinler, ilerledi

Yine bir bahar sabahında serinledi

Açıldı Kanlı Mayıs çiçekleri

İlhan Erdem

Mersin Escort Muğla Escort Bodrum Escort Alanya Escort Antalya Escort Ankara Escort Kocaeli Escort İzmit Escort Eskişehir Escort Kayseri Escort Marmaris Escort İzmir Escort İstanbul Escort