Dünya Göçebe Oyunları’nın dördüncüsü bu yıl 29 Eylül – 2 Ekim günlerinde İznik gölü kenarında düzenlenecek. Organizasyon Komitesi Başkanı Dr. Hakan Kazancı, oyunların yapısı, saha çalışmaları ve ülkemize kazandırdıkları hakkında bilgiler verdi. 4. Dünya Göçebe Oyunları’na 102 ülkeden 3 binin üzerinde sporcunun katılacağını, 300 binden fazla da ziyaretçinin beklendiğini belirten Kazancı, “Uluslararası alanda kamuoyu oluşturmak ve mirasımızı zenginleştirerek gelecek nesillere taşımak için çok etkili bir fırsat” dedi.
Dördüncü Dünya Göçebe Oyunları bu yıl 29 Eylül – 2 Ekim günlerinde İznik gölü sahilinde oynanacak. 102 ülkeden 3 binin üzerinde sporcunun katılmasının beklendiği oyunların tanıtım toplantısı geçtiğimiz günlerde; Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu, Dünya Etnospor Konfederasyon Başkanı Necmeddin Bilal Erdoğan, Türk Devletleri Teşkilatı Genel Sekreteri Baghdad Amreyev, Bursa Milletvekili Ahmet Kılıç ve Türkiye Geleneksel Spor Dalları Federasyonu (TGSDF) Başkanı, 4. Dünya Göçebe Oyunları Organizasyon Komitesi Başkanı Hakan Kazancı’nın katılımıyla gerçekleştirildi.
Yapılan çalışmalar hakkında detaylı bilgiler Kazancı, ülkemizin spor çalışmalarına yönelik bir milat olacağını, göçebe oyunları tarihi açısından da en büyük organizasyonu hayata geçireceklerini belirterek, “Dünya Göçebe Oyunları yalnızca bir spor organizasyonu değildir. Bize verilen en büyük emanetlerden biridir” diye konuştu.
Dünyada örnek teşkil ediyor
Dünya Göçebe Oyunları’nın göçebe halkların yaşamlarına ve medeniyetine ışık tutarken, dünyada örnek teşkil ettiğini söyleyen Kazancı, “Dünya Göçebe Oyunları ilk kez Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla 2014’te Kırgızistan Çolpan Ata’da oynandı; Issık Göl’ünde gerçekleştirildi. Bu ilk organizasyona 19 ülke katıldı. İkincisi 2016’da, üçüncüsü de 2018’de yapıldı. Pandemiden dolayı ertelediğimiz 4. Dünya Göçebe Oyunları için artık gün sayıyoruz. Oyunlar, 29 Eylül – 2 Ekim arasında, büyük ulusun öyküsünün başladığı, onlarca medeniyete ev sahipliği yaparken, sanatın ve tarihin merkezinde yer alan, Osmanlı İmparatorluğu’nun da eski başkenti olan Bursa İznik’te gerçekleştirilecek. İznik Gölü’nün kenarında bir araya geleceğiz” dedi.
Saha çalışmaları, geleneksel sanatlar ve oyunlar…
Oyun alanının 473 bin metrekareye kurulduğunun bilgisini veren Kazancı, “İznik Gölü’nün yanındaki saha, balçık ve bataklık kısımların temizlenmesiyle uygun hale getirildi. 2 bin 500 kamyon zemin malzemesinin mayıs ayının sonuna kadar serilmesi devam edecek. Burada 50 bin ton dolgu malzemesi kullanıldı, dolgu malzemesi işlerinin ardından 4 bin kamyon toprak serilerek alanın çimlenmesi sağlanacak. Çevre köyleri rahatsız etmemek için 1 bin 800 metrelik bir alternatif bir yol çalışması yaparak güvenli bir yol oluşturduk. Hava, su ve elektrik hatlarımız da çekildi. Kalıcı olmasını planladığımız 5 bin seyirci kapasiteli bir de ana tribünümüz olacak, diğer tribünler, güreş ve okçuluk alanları da mevcut. Bunların yanında yeme içme alanları, geleneksel el sanatlarının ziyaretçilerle buluşacağı etno pazar, ibadet alanları, ateş başı sohbetleri için doğal amfiler, atlı sporlar için 500 at barınağı ile at deneyimleme ve okçuluk eğitim alanları yer alacak. Oyunlar süresince güreşin birçok kategorisinden atlı sporlara, okçuluktan çeşitli takım oyunlarına kadar 40’ın üzerinde sportif yarışma düzenlenecek. Geleneksel oyunların yaşatılacağı 4. Dünya Göçebe Oyunları’nda ayrıca ülkeler renkli gösterilerini sergilerken, geleneksel oba kültürü yaşatılacak, evrensel ve yerel tatlar deneyimlenecek” diye konuştu.
En büyük organizasyon
Kazancı, 4. Dünya Göçebe Oyunları için yapılan hazırlıkların her geçen gün artırıldığının altını çizdi. Kazancı, sözlerine şöyle devam etti: “Çok kültürlü, birçok mesajı bulunan ama tek sesli bir organizasyon. Buradan çıkacak ses, sporun birleştirici gücünün ta kendisidir. Ülkemizin spor çalışmalarına yönelik bir milat olacak, göçebe oyunları tarihi açısından da en büyük organizasyonu hayata geçirmiş olacağız. Tüm bu yönlerden değerlendirdiğimizde altını çizmek gerekiyor ki, Dünya Göçebe Oyunları yalnızca bir spor organizasyonu değildir. Bize verilen en büyük emanetlerden biridir. Uluslararası alanda kamuoyu oluşturmak ve mirasımızı zenginleştirerek gelecek nesillere taşımak için çok etkili bir fırsat.”dedi.