Yaklaşık bir hafta öncesinde İznik gölü ülke gündemine düştü.
Haber başlıklarında “Kuraklık İznik Gölünü de vurdu” metinleriyle birlikte haberlerin içerisinde gölümüzün 400 metre çekildiği konu edildi.
Bundan önceleri de benzer haberler görmüştük ancak bu kez daha fazla gündem olmayı başardı gölümüz.
Ama her ne hikmetse ilçe gündemini asla meşgul etmeyi başaramıyor.
Halbuki ilçe siyasetçilerimizin belki de tek gündemi bu olmalıydı.
Daha önce de benzer haberler gördüğümüzü söylemiştim.
Gelin birlikte bir kaç örnek haber bulalım.
Önce malum arama motoruna anahtar kelimelerimiz olan İznik Gölü Kuraklık yazıyoruz.
İlk karşımıza çıkan haber ülkemizin medya alanında öncüsü “TRT” isimli kurumumuza ait. Haber 12 Ekim 2022 tarihli.
Haberin başlığı ise şu şekilde;
“İznik Gölü’nü kuraklık vurdu: 2 bin yıllık tarih gün yüzüne çıktı”
Geçiyoruz bir diğer habere.
Bu defa haberimiz 22 Aralık 2019 tarihli, kalın puntolarla ise Özel Haber ibaresi eklenmiş.
Haberin başlığı ise şu sekilde;
(Özel) Gölbaşı’nın ardından İznik Gölü’nü de kuraklık vurdu.
20 Kasım 2022 tarihli bir başka haber başlığı da şu şekilde;
“İznik Gölü’nde tehlike çanları çalıyor”
Araştırdıkça daha ilgi çekici haberler de karşımıza çıkıyor. Örnek olarak 17 Ocak 2018 tarihinde yapılmış bir haberi verebilirim. Bu defa haberin ana başlığı değil alt başlığı fazlasıyla ilgimi çekti. Bu alt başlıkta bizlere şöyle diyor;
“İznik Gölü’nün 5 metre çekilmesi ile ilgili olarak bugün İznik’e gelen Uludağ Üniversitesi Biyoloji Bölümü Hidrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Nurhayat Dalkıran, gölün çekilme sebebinin kuraklık olduğunu söyledi.”
En çok ilgimi çeken haberi ise sizlerle paylaşmak için en sona sakladım.
20 Aralık 2020 tarihli bu haberimiz ise bir basın açıklamasını bizlere ulaştırıyor.
Haberin başlığı ise şu sekilde;
“İznik Gölü Için Uyarı: Kuraklık Tehdidi Hiç Olmadığı Kadar Gerçek, Göl Cinayete Kurban Gidiyor”
Bursa Barosu, Bursa Tabip Odası, TMMOB Mimarlar Odası Bursa Şubesi, TMMOB Şehir Plancıları Odası Bursa Şubesi, DOĞADER, İznik Çevre Platformu, Nilüfer Kent Konseyi ve Bursa Çevre Platformu İznik Gölü kıyısında ortak basın açıklaması yaparak gölün çekilmesine dikkat çekiyorlar.
Ancak tabi ki bizler uykudayız. İlçe siyasetçilerimiz ise günlük gündemlerle daha çok ilgileniyorlar.
Peki Sivil Toplum Kuruluşları ne yapıyor?
Hangi STK bu konuyla ilgili ne çalışma yapmış?
Beyler siz zannediyor musunuz ki göl kuruduğunda bu ova böyle verimli kalacak?
Zeytin, kivi hiçbiri yetişmeyecek belki de…
İlçenin iklimi bile değişecek.
Evet bizler ilçe sakinleri olarak göl ile bütünleşmiş değiliz.
Gerek şehir merkezine uzaklığı gerekse de yetkililerin yıllardan beri süregelen ilgisizliği halkı gölden uzaklaştırdı.
Son yıllarda Büyükşehir Belediyesi eliyle küçük bir kaç dokunuşla adeta cazibe merkezi olmayı başaran İznik Gölü istesek de istemesek de bu ilçede yaşayan herkesin kaderidir.
Acilen halkın kendine gelmesi gerekiyor.
Bakın önümüz seçim dönemi.
Ben buradan tum ilçe halkına bir çağrıda bulunmak istiyorum.
Sizlere oy için gelen siyasetçilere gölümüz ile ilgili yol haritaları var mı mutlaka sorun.
Varsa bunlar nelerdir öğrenin ve tatmin olmadığınız kimselere oy vermeyin.
Mesela bir kişi çıksın ve bana açıklasın.
Gemlik Gübre Sanayi hangi akla mantığa uygun şekilde gölümüzden su çekiyor?
Aralık ayında DSİ bu kuruluşa bu konuda bir kısıtlama getirdi ama yeterli mi?
Elbette hayır!
O pompa dozerlerle yıkılmadan çözüm bulunmuş olunmaz.
Peki bir diğer sanayi kuruluşu Cargill AŞ. tarafından kullanılan yer altı suyuyla ilgili bir çalışma var mı?
İşte Sivil Toplum Kuruluşlarımıza ve siyasetçilerimize tam bu noktada büyük görev düşüyor.
Elbette bu kuruluşların kullandıkları sularda gözümüz var.
Çünkü bu ilçenin taşı da toprağı da suyu da bizim!