Sofralık zeytin üretiminde Türkiye’de ilk sıralarda yer alan Bursa’da, Bursa Ticaret Borsası tarafından TÜRİB, Marmarabirlik ve Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi iş birliğinde “TÜRİB ELÜS Piyasasında Zeytin İşlemlerinde Derin ve Likit Bir Organize Piyasa İçin Yapılması Gerekenler” çalıştayı düzenlendi.
Türkiye Ürün İhtisas Borsası (TÜRİB) sisteminin geniş kitlelere duyurulması ve yaygınlaştırılmasının yanı sıra kentin en önemli tarım ürünlerinin başında gelen zeytin ve zeytinyağının katma değerini artırmak amacıyla çalışmalar yürüten Bursa Ticaret Borsası (Bursa TB), TÜRİB, Marmarabirlik ve Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi (UZZK) iş birliğinde çalıştay düzenledi. “TÜRİB ELÜS Piyasasında Zeytin İşlemlerinde Derin ve Likit Bir Organize Piyasa İçin Yapılması Gerekenler” konulu çalıştaya, Bursa TB Yönetim Kurulu Üyesi Emrah Silmez, Bursa TB Meclis Üyesi Namık Turan, Marmarabirlik Yönetim Kurulu Başkanı Hidamet Asa, TÜRİB Genel Müdür Yardımcısı Necla Küçükçolak, Marmarabirlik LİDAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ertaş, Nanolab Laboratuvarlar Grubu Şube Müdürü Melike Akanaras ile ziraat odası başkanları, çiftçiler, yatırımcılar, lisanslı depo temsilcileri katılırken, Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi Başkanı Dr. Mustafa Tan ve TÜRİB Genel Müdürü Ali Kırali çalıştaya çevrimiçi bağlandı.
“Depolama sorunu, markalı ve ambalajlı ürün ihracatını zora sokuyor”
Açılışta konuşan Bursa Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Üyesi Emrah Silmez, Bursa’daki tarım arazilerinin yüzde 12’sinin zeytin alanı olduğunu söyledi. Türkiye’nin sofralık zeytin üretiminin yüzde 26’sını Bursa’nın karşıladığını belirten Silmez, “Üreticimizin, tüccarımızın, yatırımcımızın lisanslı depoculuk sistemi hakkında hala bilgi eksiği olduğunu gözlemliyoruz. Zeytini de zeytinyağını da sadece üretmek sürdürülebilir yüksek gelir elde etmek için yeterli değildir. Uygun depolama alanının yetersiz olması nedeni ile ürünün periyoduna bağlı olarak bol olduğu yıllarda uygun standartlarda depolanamaması, sürdürülebilir, markalı ve ambalajlı yüksek katma değerli ürün ihracatını zora sokmaktadır. Sektörün içinden gelen, zeytinde yaşanan sorun ve sıkıntıları birebir yaşayan avcılar escort biri olarak, doğru üretim yapmak kadar, ürünün doğru fiyatla, doğru pazara sunulması da çok önemlidir. İşte tam da bu noktada lisanslı depoculuk sistemi daha da önemli hale gelmektedir” dedi.
“Zeytin sektöründe katma değerli üretim ve ihracat için çalışmalar yürütüyoruz”
Bursa Ticaret Borsası olarak Türk sofralarının vazgeçilmezi zeytinin katma değerini artırmak ve uluslararası pazarda rekabet gücü kazandırmak adına çalışmalar yürüttüklerinin altını çizen Emrah Silmez, “Covid-19 salgını öncesinde bölgemizde zeytin ve zeytinyağı üzerine lisanslı depo ihtiyacı olup olmadığı konusunda fizibilite çalışması hazırladık. Ancak son dönemde yatırım maliyetlerinde yaşanan artış ve fiyatlardaki dalgalanmalar, maalesef ki bize şu ana kadar bu yatırımı gerçekleştirme imkânı vermedi. Umarım en kısa zamanda, ekonomik istikrar ile gerçekleştirmeyi arzu ettiğimiz lisanslı depo yatırımını, şehrimize ve bölgemize paydaşlarımızla birlikte kazandırabiliriz. Ayrıca geçtiğimiz aylarda Ur-Ge projesi başlattık. Özellikle zeytin-zeytinyağı alanında faaliyet gösteren üyelerimizin yoğun katılım gösterdiği bu projeyle, üyelerimizin katma değerli üretim yapmasını, kurumsal yönetim anlayışlarını geliştirmesini ve de en önemlisi ihracat yapmasını borsa olarak destekleyeceğiz” diye konuştu.
“Lisanslı depoların artırılması Türk tarımı için önem arz ediyor”
Marmarabirlik Genel Müdürü İsmail Acar ise, dünya genelinde ve Türkiye’de lisanslı depolama hizmetlerinin tarım ürünleri için giderek daha fazla tercih edilmeye başlandığını ifade etti. Acar, “Serbest piyasa ekonomisinin gereği olan ürün borsaları ile birlikte çalışmakta olan lisanslı depoculuk sistemi, ürünlerin depolanması, saklanması ve nakliyesinde yaşanan sorunların azaltılması, ürünlerin kalitesinin korunması ve tedarik zinciri yönteminin daha verimli ve güvenli hale getirilmesi açısından önemlidir. Bu açıdan lisanslı depoların artırılması Türk tarımı için çok önem arz etmektedir” dedi.
“Türkiye sofralık zeytinde dünya birincisi”
Çalıştaya çevrimiçi bağlanan Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi (UZZK) Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Mustafa Tan, son yıllarda ortaya konulan hedefler doğrultusunda Türkiye’nin 735 bin ton üretimle sofralık zeytinde dünya birincisi, zeytinyağında ise 421 bin ton üretimle İspanya’nın ardından dünya ikinciliğine yükseldiğini açıkladı. Elde edilen bu başarının çok değerli olduğuna dikkat çeken Tan, “Ancak asıl önemli olan bu başarının kalıcı olmasını sağlamaktır. Bunun nedenle zeytinin var-yok yıllarından etkilenmemek için lisanslı depoculuğu her bölgede her yörede hayata geçirmek zorundayız” dedi. Sektörün en önemli sorunlarının başında taklit ve tağşişin geldiğini de dile getiren Tan, bu konuda Tarım ve Orman Bakanlığı ile çalışmalar yürüttüklerini kaydetti.
“TÜRİB’teki zeytin işlemleri potansiyelini yansıtmıyor”
Türkiye Ürün İhtisas Borsası Genel Müdürü Ali Kırali, üretilen ürünlerinin depolanmasının öneminin pandemi ve savaş dönemlerinde fark edildiğini söyledi. TÜRİB’de işleme açık 17 üründen arpa, buğday ve mısırın işlem hacminde yüzde 94 paya sahipken, zeytinin de dahil
olduğu 14 ürünün sadece yüzde 6’lık paya sahip olduğunu belirten Kırali, “Zeytin üretimiyle TÜRİB’deki işlem hacmi karşılaştırıldığında, arada uçurum bulunurken, mevcut potansiyelini de kesinlikle yansıtmamaktadır” dedi. Kırali, ürün ihtisas borsacılığının yaygınlaşması ile Türkiye’nin üretimde söz sahibi ve sanayide stratejik öneme sahip ürünlerin derin ve likit bir organize piyasaya kavuşmasını önemsediklerini vurguladı.
“TÜRİB’teki zeytin işlemleri potansiyelini yansıtmıyor”
Türkiye Ürün İhtisas Borsası Genel Müdürü Ali Kırali, üretilen ürünlerinin depolanmasının öneminin pandemi ve savaş dönemlerinde fark edildiğini söyledi. TÜRİB’de işleme açık 17 üründen arpa, buğday ve mısırın işlem hacminde yüzde 94 paya sahipken, zeytinin de dahil
olduğu 14 ürünün sadece yüzde 6’lık paya sahip olduğunu belirten Kırali, “Zeytin üretimiyle TÜRİB’deki işlem hacmi karşılaştırıldığında, arada uçurum bulunurken, mevcut potansiyelini de kesinlikle yansıtmamaktadır” dedi. Kırali, ürün ihtisas borsacılığının yaygınlaşması ile Türkiye’nin üretimde söz sahibi ve sanayide stratejik öneme sahip ürünlerin derin ve likit bir organize piyasaya kavuşmasını önemsediklerini vurguladı.