İlçemizde içme suyu sıkıntısı pek gözükmemekte ancak yaz aylarında kesintiler genellikle teknik arıza ve patlaklardan olsada kullanıcıları canından bezdirmektedir. Bu konuda kullanıcı abonelerede büyük sorumluluklar düşmektedir. Deprem ile birlikte aklıma gelenlerin başında içme suyu hijyen ve salgın hastalık olasılıkları düşünmeden edemeyiz. Her sene gideren artan kuraklık tehdidi ile karşı karşıyayız. Bilinçsiz kullanım yetkililerin bu konuda ihmalleri, eklenince işler hiç istemediğimiz bir boyuta doğru gidiyor. Okullarda, Televizyonda, Hatta belediye hoporlöründen dahi bilgilendirme yapılabilir. Dünya gündeminde olan su savaşları kapımızda bunu unutmadan tedbirler almalıyız.
Yeraltı suları açısından oldukça zengin olan ilçemiz bu avantajından pek faydalanamadığını belirtmek isterim. Daha çok sanayi kuruluşları faydalanıyor çünkü sondaj maliyetleri çok yüksek ondan olsa gerek.
NADIR KAYNAĞI
Nadır kaynağının başı Radar tepesi dediğimiz Papaz uçtu tepesinden gelen büyük bir yer altı kaynağından beslenmektedir. Hamzalı mahallemizin Batan ve Erkek çukur mevkilerinde birer adet büyük obruktan oluşan hava delikleri mevcuttur. Hatta rahmetli Turgut Ünlü döneminde Erkek çukur mevkiinde bulunan tarım arazisi istimlak edilerek Nadır kaynağının bulunması engellenmiştir. Tarla ekilirken her yağmur mevsiminde Nadır suyu çamur akardı. Yine Hamzalı dağlarında büyük su yatakları mevcuttur. İstikhamlar mevkiinde içinden büyük nehirler geçen su yataklarının doğal hava delikleri olusumları gözlemledik.
PINARBAŞI KAYNAĞI
Gedelek mahallemizin meşhur mesire alanından adını alan bu kaynağın doğuş noktası yine Papaz uçtu tepesidir. Gedelek tursuları bu su ile lezzetli bir hal almaktadır. Uluslararası marka değerleri oluşturan Gedelek mahallemiz Orhangazinin gözbebeğidir.
ILIPINAR KAYNAĞI
Örnek köy mahallemizin sınırları içerisinde bulunan kaynak yaz kış akmakta ve ovanın bir kısmında sulama kanallarına besleme yapmaktadır. Çevre düzenlemesi yapılsa turistik bir mesire alanıda olabilir. Serin suyunda balık yetiştiriciliği veya yüzme organizasyonu yapılabilir.
SOĞUK SU VE ÇEPERCEK SU KAYNAĞI
Fındıklı mahallemizin sınırları içinde bulunan bu kaynakta Papaz uçtu tepesinden gelen büyük kaynaktan beslenmektedir. Fındıklı mahallemizin bahçelerinin lezzetli meyvelerinin sulaması bu kaynaktan sağlanmaktadır.
İznik gölünün kuzey yamacı su kaynakları açısından oldukça zengindir. Yeraltı nehirleri ile göle giden güzergahları jeoloji mühendisleri tarafından daha evvel tespit edilmiştir. Orhangazi Orhanbey okulundan aşşağı inen ve ordan göle kavuşan bir yer altı nehri bilinmektedir. Yine Siteler mevkiinde böyle bir kaynak bilinmekte olup tespitleri yapılmıştır.
KAYNARCA KAYNAĞI
Doksanlı yıllarda Orhangazili hanımlar tarafından kilim yıkamak ve çocukları eğlendirmek için kullanılan sıcak termal sularının çıktığı bir mesire alanı gibi kullanılan bir su kaynağımız vardı. Maalesef bu kaynağın etrafı kapatılarak suyu depolara basılmaya başlandı. Ancak bu su kaynağı Termal tarım projelerinde kullanmak akıllara gelmemiş olsa gerek.
Gölün Yalova tarafındaki yamaçlarda yine doğal kaynaklar mevcuttur.
KERAMET SU KAYNAKLARI VE KERAMET ILICASI
Keramet Ilıcası Orhangazi’nin yılın 365 gününde 34 derece doğal sıcaklığıyla en tercih edilen noktalarından bir tanesi. İçindeki suyun sağlığa, özellikle deri ve zührevi hastalıklara iyi gelmesi, kendi doğal ortamı haliyle de bölgemizin tercih noktalarından bir tanesi.
Keramet Mahallesi’nde bulunan Ilıcanın suyu yaz kış boşa akmaktadır. Bu sular tarımda hem verimliliği arttırır hemde dekolteye katkı sağlar ancak ilçemizde Termal turizmde düşünülmüş ancak yeterli gelmemiştir. Rüştü Bozkurt hocanın yeni çıkan kitabında bu bahsettiğim tarımda kullanılması göz ardı edilmiştir. Orhangazi’nin daha çok ekonomik katkı maddeleri sayılır iken tarım üzerine bu seçenekleri görülmemiştir. TRT arşivinde bulduğum bir kayıtta jeotermal sularından topraksız saman ile üretim yapan sera domatesi ve sebzeleri üretiliyordu. Bundan esinlenerek ilçemizde bu denenmemiş bir seçenektir. Tarımla ilgilenen üreticilerin dikkatine sunuyorum.
JEOTERMAL TARIM
1973 Yılında kayda alınmış TRT arşivinde bulunan bu filmde Maden teknik arama uzmanları ve Denizli ilimizin Sarayköy ilçesinin Kızıldere köyünde ilk kez denenen bu projenin pek çok faydaları görülmüştür.
Tabii buhar ile sera içinde sağlanan ısı ve nemli ortamda saman ve az bir toprak düzeneği ile verim sağlanmıştır. Pilot bölgeden sonra Türkiye’nin pek çok yerinde faaliyete geçen bu proje neden ilçemizde uygulanmasın.
Jeotermal enerjinin tarımsal üretim alanlarında kullanılması, bitkinin ihtiyaç duyduğu sıcaklığı sağlamasının yanı sıra, aşırı sıcak dönemler hariç, kesintiye uğramadan yılın her döneminde üretim yapılabilmesine imkan sağlıyor.
Türkiye Jeotermal Derneğinin verilerine göre 2022 yılı itibarıyla Türkiye jeotermal sera ısıtmasında dünya lideri konumunda. Dünyada toplam yaklaşık 15 bin dönüm jeotermal seranın 5 bin 293 dönümü Türkiye’de bulunuyor.
Fosil yakıtlardan arındırılmış, yenilenebilir enerji kaynaklarıyla üretim yapan seraların, gıda güvenliği açısından öneminin her geçen gün artıyor. Bunun yanında Yalova Termal Kaplıcaları atık suyu dahi değerlendirilebilir. Tarım Orman Bakanlığı tarafından desteklenen projelerin varlığı bilinmektedir.
Bu Jeotermal Tarım Ege, İç Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yoğun olarak görülüyor, Adıyaman, Afyonkarahisar, Ağrı, Aksaray, Aydın, Denizli, Balıkesir, Eskişehir, İzmir, Kırşehir, Kütahya, Konya, Manisa, Nevşehir, Sakarya, Şanlıurfa, Uşak, Van ve Yozgat’ta jeotermal enerji ile ısıtılan seralarda topraksız üretim yapılıyor. Jeotermal Tarım ve Seracılıkta Dünya Dördüncüsü,Avrupa ikincisi olduğumuzu göz önünde bulundurarak ilçemizde denenmemiş ancak yeni nesil sağlıklı ve güvenli tarıma geçiş yapabiliriz. Daha az ilaç daha temiz bir gıda için, hemde boşa akan bu suları değerlendirebiliriz. Sanayi ve Ticaret odamız bu konunun üzerine gidecektir. Ümit ediyorum. Sera ve bu sistemin kurulumunda düşük ve sıfır faizli kredi desteklemesi verildiğini biliyoruz.
Jeotermal Tarımı dilimin döndüğünce aktardığımı düşünüyorum gözden kaçan bir durum varsa da bunu eleştiriler ile ortaya çıkacaktır. Son söz olarak tekrar ilçemizin içme suyu ve yeraltı kaynaklarına dönelim.
Orhangazili Avukat Erol Çiçek Nadır deresinin çevredeki kalker ocaklarının tehditi altında olduğunu daha evvelinden mahkemeye taşımış,ilçe ve ulusal basında geniş yer bulmuştu. Rüştü Bozkurt hocamız İznik gölü hakkında 10 maddelik kurtarma planı açıklamıştı. Ancak bu süre içinde değişen pek bir şey olmadı. Hatta İznik gölü havzasında bu kalker ve bazalt mağdenlerinde bir artış gözlendi. Hastahane yanında ve içme suyu havzasında patlatılan dinamitler hem suyun yönünü değiştirmek hemde patlamada oluşan toz bulutu Orhangazi’nin üzerine bulut gibi çökmektedir. Hastahane ve Toki 2. Etap bölgesi sakinleri pencerelerini açamaz olmuşlardır. Yaz aylarında bu daha çekilmez bir hal almaktadır.
YENİ İÇME SUYU BARAJI
Geçtiğimiz yıllarda DSİ bağevleri altında sondaj çalışmaları yaptı. Ancak inşaa tarihi yada bu barajın hayata geçip geçmeyeceğini bilmiyoruz. Ancak Orhangazi’ye böyle temiz su stoklama alanı yani baraj kaçınılmaz olmuştur. Özellikle çevresinde doğal kaynakların olduğu ilçemizde varlık içinde yokluk çeker bir durumdayız. Yazımın sonuna gelirken Evlerde suyu daha özenle tüketmeliyiz.
Hem dinen israf haramdır. Hemde insanlık adına bir vebaldir. Peygamber efendimiz Yiyiniz İçiniz ancak israf etmeyiniz der.
Gazi Mustafa Kemal’in Atatürk Orman Çiftliğinde hayvanları dolaşırken çocuğa sorduğu soru ‘Niçin boşa akıyor?’ sorusunda ki hikmet gibi bunca doğal kaynak niçin heba oluyor???
Daha güzel bir Orhangazi için düşüneceğiz, Üreteceğiz ve unutmadan Depremzede vatandaşlara yapılan yardımlarda bir azalma gözlemleniyor. Özellikle hayırsever büyüklerimizin iş adamlarının bu konuya hassas olacaklarını ümit ediyorum.