Orhangazi’nin etnik kökenlerini daha evvel mübadil ailelerden oluştuğunu yazmıştım. Bugün çocukluğumdan beri hayran olduğum. Koca Yusuf’un torunlarından bahsetmek istiyorum. Yiğitliği ile meşhur bu insanlardan biri ve Deliormanlı Ali çavuş Orhangazi Hamzalı Mahallesi sakinlerinden Necattin Bayram’ın Dedeleri Deliormanlı ve Hamzalı Mahallesinde ikamet ettikleri zamanlarda bir gün Eski adı Almalı yeni adı Güney köy olan Dağıstanlı köyden bir yardım edin tarlamızdaki mahsüllere Eski adı Çengiler olan yeni Adı Sugören olan köyün Ermenileri zülmediyor diye haber alırlar. Köyden bir grup yardıma gider. Ali çavuş pehlivanlığı ile tanınan biridir. Aynı zamanda yanında arkadaşı Emin çavuş ile beraber Güney köye giderler. Ermeni grupta bir pehlivan vardır. Meydan okurcasına on Türk bir ben diye meydan okur. Ali çavuş dayanamaz. Bu Ermeni pehlivan ile güreşe tutuşur. Ermeni pehlivanı kendi köylerinde havuza yatıp sorar kaç Türk? Kaç sen diye…’Bir Türk on ben cevabını alır’ Deliormanlı Ali Çavuş ve ekibi köye döner. Bugün Orhangazi ilçemizin Fındıklı mahallesi ve Hamzalı Civarlarında yaşayan Bizim Deliormanlılar hakkında tarihi bilgilerde vereyim.
DELİORMANLILAR NEDEN GÖÇ ETTİ
Osmanlı hazinesi Sultan Abdülmecit döneminde yapılan aşırı harcamalar nedeni ile Avrupa’ya karşı aşırı borçlanmış,bu borçları ödeyebilmek için balkanlardaki vergileri artırmış,bu vergiler balkan halkları arasında hoşnutsuzluk yaratmış,ayrıca Kafkas’lardan Ruslar tarafından göçe zorlanan (Bu göçlerin en önemlisi 1789-1790 yılları arasında oldu ve 1800’e kadar devam etti. Böylece yaklaşık 500 bin kişi Kırımdan ayrıldı.) Çerkez,Abaza gibi Müslüman gruplar Balkanlara yerleştirilmiş.Bu göçmenlerle Balkanlarda yaşayan Hıristiyanlar arasında düşmanlıklar ortaya çıkmıştır.
FINDIKLI KÖYÜ’NÜN BULGARİSTAN’DAN GELDİĞİ BÖLGE DELİORMAN
Deliorman (Bulgarca: Ludogorie), aşağı Tuna Ovası’nda, Rusçuk, Razgrad, Silistre, Şumnu ve Hacıoğlu Pazarcık şehirlerini de içine alan ve Türklerin bir zamanlar çok yoğun olarak yaşadığı geniş bir bölgedir. Yerli halk tarafından böyle adlandırılmasının sebebi ağırlıklı olarak Meşe, Gürgen ve Kızılcık ağaçlarının karışımından oluşan çok sık ve geçit vermez ormanlarla örtülü olmasından ileri gelmektedir. Bölge tarihte pehlivanları ile ün yapmıştır. Dünyaca ünlü Deliorman’lı güreşçiler arasında Koca Yusuf, Filiz Nurullah,Ahmet Kara, Kurtdereli Mehmet Pehlivan ve Kel Aliço başta gelir. Genelde Karaman civarından gelen Türkler bölgeye yerleştirilmiştir.
Deliorman’aTraklar,Cetler ,Daklar,İskitler(M.Ö 700),Yunanlılar ve Romalılar gelmişlerdir.Türk kavimlerinden Alanlar,Hunlar gelmişler,Avarlar 6.yy. Köstence’ye 3000 kişi,7.yy da Bulgar Türkleri 40.000 kadar, Asparah han ile gelip Karadeniz’e yakın yerlere yerleşmişlerdir. Sonra aynı ırktan Peçenekler gelip Tuna kıyısına ve güneye yerleşmişlerdir.
Bir tarihçi,1065 yılında Tuna boylarında kuzeyden 600.000 Uz ve Oğuz adlı Türk kavminin gelip yerleştiğini bildirmektedir.1224 te Moğolların mağlup ettiği Rus ve Kuman birleşik Ordusu içindeki Uz’lar aileleriyle birlikte Tuna’yı geçip Dobruca’da yerleşmiş olan Türklerden Peçeneklere ve Deliorman’da yaşayan diğer Türk boylarına katıldılar.Mangalya,Balçık,Varna ve Silistre köylerine yerleştiler. Hıristiyanlığı kabul edenler Gagavuz adıyla anılmışlardır. Moğollardan kaçan Kuman’lar Bizans topraklarına yerleştiler. Bir kısmı Hıristıyan Uz’lara,bir kısmı da Müslüman Gacal-Peçenekler’e karıştılar.
Bugün DELİORMAN bölgesinde İlk bulgarların,Peçenekler’in,Kumanlar’ın,Uz’ların, ve daha sonra gelen Osmanlı Türk’lerinin (1371 yılından itibaren Osmanlı İmparatorluğu’nun bölgeyi fethetmesiyle birlikte bölgeye Anadolu’dan Konya-Karaman bölgesinden, Karaman oğulları beyliğinin Osmanlı beyliğine alternatif olabilecek tek beylik olması ve kendisini Anadolu Selçukluların başşehri Konya’da yaşamasından dolayı, Selçukluların devamı olarak görmesi, Osmanlı devletine rakip olacağı endişesi üzerine ağırlıklı olarak bu bölgeden özellikle gönderilmişlerdir.) torunları yaşamaktadır. 1800 lü yıllarda bunlara bir miktar KIRIM savaşından kaçan Kırım Türkleri de katılmıştır.
Bugünkü Gagauz’lar ve Gacal’lar Deliorman ve Dobruca ilk Bulgarlarının kalıntıları olmayıp Deliorman’da,Tuna çevresinde ve Dobruca’daki Türk boylarının ( Peçenek’lerin,Kuman’ların özellikle Uz-Oğuz’ların) torunlarıdır.Bunların Anadolu’dan değil Kuzeyden Kıpçak Bozkırından geldikleri kabul edilmektedir. Altın Ordu Devletinin dağılmasından sonra Kırım Türk’leri Deliorman ve Dobruca’ya göç etmişlerdir.
Yıldırım Beyazıt Dobruca’yı zapt edince 1502 de Kıpçak Bozkırında yaşayan Tatar Türk’lerini Dobruca’ya yerleşmeye çağırdı.1593-1595 yılları arasında Romen baskısından dolayı Bucak’tan Dobruca’nın boş yerlerine Tatar’lar yerleştirildi. 1783 te Kırım Rusya’ya bağlanınca Kırım Türk’leri Türkiye’ye göç ettiler.Bir kısmı da Köstence,Kavarna,Balçık ve Varna’ya yerleştiler.1856-1860 yılları arasında Kırım Tatar’larından 100.000 kadarı Dobruca’ya yerleştirildi.15.yy dan itibaren Dobruca ahalisinin büyük çoğunluğunu Kıpçak Bozkırından (Kafkas Dağlarının kuzeyinde, Dinyester ile İrtiş ırmakları arasındaki bölgenin tarihsel adı. Kıpçak Bozkırı anlamına gelir),Anadolu’dan, ve Kırım’dan gelen Türk’ler teşkil etmişlerdir.
DELİORMAN TÜRK’LERİNİN GENEL ÖZELLİKLERİ
Deliorman Türk’leri uzun boylu geniş omuzlu ve yakışıklıdırlar.Bunlar arasında açık kestane renkli ,sarı saçlı ve mavi gözlü olanları diğer tiplerden daha fazladır. Bulgar tarihçi Manof’a göre bugünkü Deliorman Türk’leri 8.yy da Dobruca’ya gelerek Tuna boylarına ve Deliorman bölgesine yerleşmiş olan Peçenek’lerin torunlarıdır. Türk Kavminden olan Peçenek’ler Orta Asya’dan batıya yapılan Türk akınları sırasında Karadeniz’in kuzeyinden gelmişlerdir.7.yy da Dobruca’nın güneyine ve Karadeniz dolaylarına Deliorman bölgesine Uz Türk’leri (Gagauz) 600.000 nüfus olarak geldiler.Bunların pek azı Müslüman,pek çoğu Hıristiyan oldular. Müslüman olanlar Peçenekler’le karıştılar. Müslümanlığı kabul etmiş olan bu Türk unsurlar GACAL veya ÇİTAK adını aldılar.14.yy sonlarında Osmanlı Dobruca’yı ele geçirdiği zaman Deliorman’da kalabalık ve sık Müslüman Türk kütleleri buldular ki bunlar GACAL’lar ve ÇİTAK’lardı. Deliorman Türk’leri hemen hepsi başlarına renkli uzun sarık ve bellerine uzun geniş renkli kuşak sararlar.
Kırım Türk’lerinin düğünlerinde ;fakir düğünlerinde davul zurna bulunur. Gelin arabalarında gelinin yakın akraba hanımları bulunur. Buna yenge denir. Damat tıraşı ,berber damadı tıraş etmeye başlar.Çalgılar tıraş havası çalmaktadır.Delikanlılardan birisi tıraş yok benim havam çalacak der ve berbere bahşiş verir.Tıraş durur,çalgılar delikanlılının havasını çalar.Berber yeniden tıraşa başlar.Daha sonra diğer bir delikanlı tıraş yok der,berbere bahşiş verir onun da havası çalınır.Böylece tıraş 2-3 saat sürer.Tıraştan sonra damada kız tarafından verilen takım elbiseleri verilir.
AYAT; Deliorman ve Dobruca’daki Kırım Türk’lerinin iki oda arasındaki ocaklığın bulunduğu odalara verdikleri isimlerdir.Kırım Türk’lerinde yaşayan bir inanca göre Kandil günlerinde ölülerin ruhları çıktıkları evin bacalarına konarlar ve evdeki yakınlarından Hatim duası ve yağ kokusu isterlermiş .Bunun için Kandil günlerinde Yasin-i şerif okunur ve pazlama-golaç pişirilir(Hamurların küçük köşeli şekilde yağda pişirilmesidir.)
FINDIKLILARIN BULGARİSTAN’DAN GELDİĞİ BÖLGE
A
İl=Eskicuma :Tırgovişta
İlçe =Osmanpazarı :Omurtak
Köy =Kuşluk : Ptiçova
Mah=Ortamahalle
Bugün bu yazıyı yazmamın sebeblerinin başında kuşkusuz Fındıklı mahallemizde yaşanan taş ocağı hadisesi sebeb olmuştur. Deliormanlı bu köyümüz pehlivanlığı ile meşhur olsada hakka hukuka riayet eden asla hakkını yedirmeyen insanlardır. Daha evvelde köyde taş ocağı açılmak istenmiş ancak açılan davada köylüler kazanmıştı. Ümid ediyorum ki tekrar adalet yerini bulacak. Yazımı Ziya Gökalp’in Köy şiiri ile bitiriyorum.
Köy
Şair: Ziya Gökalp
Ey Türk, senin köyün hür bir yuvadır
Çiftlik değil, yoktur beyi ağası
Her köylünün var bir çifti tarlası,
Öz evinde o hem bey hem ağa’dır.
Hiç kimsenin yarıcısı rençberi
Olmaz, ancak olur vatan askeri.
Ümmi değil, muallimsiz kalsa da
İmamı yok, gene bilir dinini.
Dost ve düşman kimdir, bilir dünyada,
Doğru bulur… sevgisini kinini.
Ona cami, mektep, kitap yapınız.
Emin kalır hudutta her kapımız…
Lakin ey Türk, bu mesut köy bitiyor!
Mültezimin, faizcinin, tüccarın
Pençesinde diyor beni kurtarın;
Bu üç işi senden çabuk istiyor.
Kaldır a’şar usülünü aç banka
Yap her semtte bir ziraî sendika.
Ziya Gökalp
( 1876 – 1924 )
İlhan Erdem