Bursa Su Kolektifi her ay olduğu gibi bu ay da 22 Mart Dünya Su Gününde basın açıklaması gerçekleştirdi.Yapılan açıklamada İznik gölüne çevre işletmelerden verilen zararlara yer verilirken, özellikle Cargill fabrikasının İznik gölünü ciddi manada kirlettiği ve suyunu eksilttiği vurgulanarak ‘’ Tek başına Orhangazi’deki vatandaşlarımızın iki katı suyu tüketen Cargill, mahkemelerin verdiği kapatma kararlarını hiçe saydı.’’ Dedi.
Bursa su kolektifi’nin İznik gölünüde içinde bulunduğu açıklamasında ‘’Derelerdekii kirlilik, deniz ve gölleri daha önce hiç görülmemiş ölçüde birikime neden olmakta bu da göllerimizi içinde balık ve sucul canlı yaşamına izin vermeyecek düzeye taşımaktadır.
Şimdiye kadar hiç görülmemiş sayıda alg patlamaları günümüzde göllerimizdeki kirliliği görünür kılmaktadır. Göldeki suda renk değişikliği şeklinde ortaya çıkan alg patlamaları, suda bulunan küçük canlıların kirlilik etkisiyle çoğalarak göl suyunda bulunan oksijeni hızla tüketmesi, sudaki balık ve pek çok canlının oksijensizlikten ölümleriyle ortaya çıkmaktadır. Bu tehditler, Bursa’daki sulak alanlarımız İznik Gölü, Uluabat Gölü ve Karacabey Longoz Ormanı ile lagünlerimizi önemli oranda etkilemektedir.
Buna rağmen Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı sulak alanlarımızı daha da tehdit edecek projelerin ÇED Raporlarını onaylanarak izin vermeye devam etmektedir. Tek başına Orhangazi İlçesi’ndeki yurttaşlarımızın iki katı su tüketen Cargill, mahkemelerin verdiği kapatma kararlarını hiçe saydı.
Zamanın AKP hükümeti, şirketin merkezi ABD’ye verdiği sözler doğrultusunda Cargill’i kurtaracak af kanununu TBMM’den geçirdi. İznik Gölü’nü kirletip ve su varlığını azaltacak zeytinyağı fabrikaları, kağıt fabrikası gibi pek çok proje ise hala adil kalmayı başarabilen mahkemelerimizde açılan davalarla zarar oluşmadan engellenebildi.
Yine yakın geçmişte Uluabat Gölü kenarına yapılmak istenen Kotiyak Sanayi Bölgesi de açılan davalar sonucu durdurulabildi. 28 Şubat 2022 tarihinde bilirkişi incelemesi yapılan Kütahya Simav’da açılmak istenen altın madeni, dünya genelinde çok az gölün sahip olduğu Ramsar niteliğinde olan Uluabat Gölü’ndeki kirliliği, gölü yok edecek boyuta taşıma potansiyeline sahiptir. Tüm çevre ve insan sağlığı tehditlerine rağmen bu yatırımların devlet kurumlarının ve özellikle Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın izin ve onayları ile yapılmaya devam edilmesi, halkın sağlığını ve geleceğini önemsemeyen işgal hükümetlerinin uygulamalarını anımsatmaktadır.’’ Denildi.