Beyin göçü değince hemen güncel siyasî konular aklınıza gelmesin. Sosyal eşitsizlik ve Adaletsizlik üzerine Bugün (30/10/2024) telefonda bir büyüğümüz ile sohbet ettik.
Sonrasında epey düşündüm. Konu ülkemizde ki Asgari ücreti örnek vererek başladı. Şahsen büyük zevk aldığım bir sohbet oldu.
Artık böyle dürüst insanları bulamıyoruz.
Uluslararası ticaret erbabı büyüğümüz gelir dağılımında ki eşitsizlik, Anayasal sorunlar, ülkede ki liyakatsizlik vs pek çok konuya değindik.
“Ülkemizde beyin göçü, özellikle 1960’lı yıllarda başlamıştır. Öncelikle, doktorlar ve mühendislerle başlayan göç, sonra bilim adamları ile devam etmiştir. Türkiye beyin göçü en fazla olan 34 ülke içinde 24. sırada yer almakta, ne yazık ki iyi eğitim gören 100 kişiden 59’unu göç nedeniyle kaybetmekteyiz.”
1960 yıllarında başlayan beyin göçü şuan zirve yapmış durumda gençler Türkiye’de gelecek göremiyor maalesef…
Bunu ister eleştiri ister durum tespiti olarak algılayın ancak durum vahim seviyelerdedir.
Sadece biraz durumu iyi olan, hayat standartları, refah seviyesi yüksek olan özverili bir kaç idealist insan ülkesini terketmiyor, sakın yanlış anlaşılmasın beyin göçü ile giden değerli insanlarımızı asla suçlamıyorum. Maddi manevi nedenlerle ve ideolojik nedenlerle ülkeyi terledenler var elbet.
Bugün aldığım bir kitabın kapağına okuyucu bir not düşmüş beni bayağı düşündürdü.
Ülkemizde gerçekten çok zeki insanlar var. Türklerde aristokrat aile yok der bazıları ben buna pek inanmıyorum.
Doğu illerimizde Aristokrat diyebileceğimiz Aileler nadir de olsa var. En az Osmanlı döneminden beri varlıklarını sürdüren aileler gözükmektedir, Feodal toprak ağaları şeyhler vs özellikle Güneydoğu Anadolu’da etkin ve faaller, Batı illerimizde bu durum pek bahsedildiği gibi değil maalesef…
Doğu’da okumak isteyen genç en fazla Ankara, İzmir, İstanbul’a geliyor, eğer çok kuvvetli bir aileden ise Abd, Avrupa gibi ülkelerde okuyabiliyor. İlçemizden yaşanan beyin göçünde ise gözle görülen bir artış mevcut.
Özellikle Yalova, Gemlik, Orhangazi çevresinde ve Türkiye’de sosyal medya hesaplarında gördüğüm genel mezuniyet İngiliz ve Abd okullarında okumuş kişilerin varlığı görünmektedir. Türk Okullarının durumları içler acısı, eğitimde sınıfta kaldık. Tepemizde demoklasim kılıcı gibi duran salgın hastalıklar halen insanları tehdit ederken vatandaş doktorlara güvenmez oldu. Özel hastaneler ve yurtdışına giden doktorlar sonrası durum ortadadır.
Halbuki 2. Dünya Savaşı öncesi ve sonrası ülkemiz Avrupa’dan akademisyen getiriyordu.
“Bütün dünya Nazilere uyarak Yahudileri istemezken, Türkiye’de bilinmesi gereken tarihi bir olay yaşandı. Hitler 8 mayıs 1933’te “Benim ortadan kaldırmak istediğim bu Yahudi alayını Mustafa Kemal koruyamaz. Buna izin veremem” diye tehditte bulunur ve Atatürk’e “Bu komünist profesörleri ülkenize sokmayınız” mesajı gönderir. Atatürk bu mesaj üzerine “Bir onbaşı beni cinayetlerine alet edemez” diyerek Türkiye’ye sığınmak ve Türk üniversitelerinde görev yapmak isteyen profesörlerle ilgili işlemlerin hızlandırılması talimatını verir. (1)
Oysa şimdi Ülkemiz mülteci kampına dönerken Avrupa Yetişmiş doktor, fizikçi, öğretmen gibi yetişmiş kişilere vatandaşlık veriyor, bize ise gerilla eğitimi almış Guantanamo kaçkınlarını bize itekliyorlar malesef…
Haftanız güzel, Derun-i Nizam’ın uluları, Ricaül Gayb’ın erenleri ve HIZIR (as) Yoldaşınız olsun…
Kaynak; 7 Akbaba Kıyametin habercileri sayfa 223