Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya

İlhan Erdem Yazdı… Muradiye Camii Restorasyonu Ve Çevre Düzenlemesi

İlçemiz Orhangazi Muradiye Mahallesi muhtarımız Kadri Ergen beyin resmi yazı

İlçemiz Orhangazi Muradiye Mahallesi muhtarımız Kadri Ergen beyin resmi yazı ile Vakıflar bölge müdürlüğüne başvuru haberini Lider gazetesinde okudum. Bunun ile beraber konunun gündeme gelmesi hasebiyle Cami hakkında yanlış bilinen bazı gerçekleri yazmak ve kayda geçirmek istedim. Malum bazı tarih bilgiçleri hemen tarihi camiye bir don biçmişler araştırmadan bilmeden tarihe verdikleri zarar, kırdıkları testi bini geçti. Gelelim mevzu bahis konumuza.

Benim yerel kaynağımın ifadelerini sizlere yazayım siz karar verin. İsmi bende mahfuzdur. Geçen sene  bizzat gidip mahalle sakinleri ile sohbetler yaparak tarihin derinlerine yolculuk yaptık.

Mahalle sakinleri 1993 1994 senelerinde camiinin bir tamiratı esnasında minareden çıkan tuğlalardan bahsettiler. Bu tuğlalarda 1700 lü yıllarda Sultan 3. Osman han tahta çıkış şerefine  diye yazıların çıktığını anlattılar…

Bizde bu bilgiler ışığında yola çıkarak caminin tarihini çıkarmaya çalıştık.

III. Osman, 25. Osmanlı padişahı ve 104. İslam halifesidir. II. Mustafa’nın oğlu ve I. Mahmud’un kardeşidir. Annesi Şehsuvar Sultan’dır. Hükümdarlık dönemi 1754-1757 yılları arasıdır.

  1. Osman Han’ın Tahta çıkması ve inmesi 3,4 yıl sürüyor. Tarihçilerin verdiği bilgiye göre kuyruk sokumundaki ur nedeni ile vefat ettiği bilgileri var. Ayrıca İstanbulda bilindiği kadarı ile 3,4 cami yaptırmış bu kısa saltanat süresinde o devirde bu kadar cami yaptırması bize Muradiye Camiinide onun yaptırdığı düşüncesini veriyor.

Dönemindeki imar faaliyetlerinden bazıları şöyledir. İstanbul’da mimari çalışmalara devam edilmiş, I. Mahmud döneminde yapılmaya başlanan Nuruosmaniye Camii tamamlanmıştır. Bunun dışında Üsküdar’da İhsaniye Camii ve İhsaniye Mescidi’ni yaptırdı. Caminin yanına medrese, kütüphane, imaret, sebil ve çeşme de yaptırıp tamiratı ve masraflarının karşılanması için vakıflar tesis ettirdi. Midilli Adası Sığrı Limanı’nda, Malta korsanlarına karşı bir kale inşa edilerek tahkim edildi. Bâb-ı Âlî’nin inşası tamamlandı. Osmanlı Devleti’nin ilk deniz feneri olan Ahırkapı Feneri de III. Osman devrinde yapıldı. Resmi kayıtlarda yer alan imar faaliyetlerinden bağzıları böyledir. Kaynağımın bana belittiği tuğla Orhangazi’li bir meraklının elinde olduğudur. Eğer yaşıyor ve beni okuyorsa bu tuğlayı vakıflar bölge müdürlüğüne vermesini rica ediyorum. Bir kaç ay önce vakıflar bölge müdürlüğü yetkilileri ile yaptığım görüşmede restorasyon çalışmaları yavaşladığını belirtmişlerdi. Malum deprem bölgesinde yıkılan camii Türbe ve tarihi eserlerin yeniden ihya edilmesi için öncelik sağlandı. Gazetede haberi görünce bende çok sevindim. Şahsen III. Osman han hakkında bayağıdır bilgiler ararken çok derin bilgilere ulaştım. Yaşadığı yıllar çok entrikalar ve felaketler ile karşı karşıya kalan III. Osman Zeki tedbirli bir o kadarda ilim fen teknik aşığıdır.

Sultan III. Osman devrinde, İstanbul’da meydana gelen iki büyük deprem ile yaşanan sel felaketi ve büyük yangınlar, devleti en çok meşgul eden meseleler olmuştur. Bu dönemde gerçekleşen dört büyük yangın; Mahmut Paşa, Kadırga Limanı, Hoca Paşa ve Cibali yangınlarıdır. Bu yangın ve depremlerde birçok cami, ev ve devlet dairesi yanmış, yıkılmış veya hasar almıştır. Yoğun soğukların olduğu Ocak 1755’te Haliç donmuş ve Sütlüce-Eyüp arası deniz üstünden yürünerek geçilmiştir. Aç kalan kurtlar ve yabani hayvanlar İstanbul sokaklarına inmiş, çıkardıkları seslerden herkes korkar olmuştur. Zabtiyelerin yakaladığı Cizvit papazının itirafları sayesinde meseleyi çözen padişah Kısacık taht ömründe  imar ve iskan faaliyetleri ile bir çok kimseyi şaşırtmıştır. İlçemizdeki Muradiye camii meselesinde dediğim gibi o tuğlalar bulunur ise gerçek ortaya çıkacaktır.

Bugün kü yazımın sonuna gelirken Haberal Medya grubundan Bursalı Gazeteci Pelin Çırpan’a yapılan çirkin saldırı hareketini  kınıyorum. Kadına kalkan eller kırılsın. Bir kez daha görmüş olduk ki gerici faşizan her yerde hortlaya biliyormuş. Oysa ki Hacı Bektaşi Veli hazretleri kadına gereken değeri vermiş,Bacıyanı Rum teşkilatı kurmuş ve kadınlar ile futuhatlar yapmıştır. Böyle büyük futuhatlar ancak kadın erkek Elele vererek olmaktadır. Haftaya apayrı bir konu ile tekrar görüşene kadar Hoşçakalın…

İlhan Erdem